2025 Savunma Sanayii İçin Kritik Yıl mı? Peş Peşe Yaşanan Olaylar Endişe Veriyor

Ocak ayında ROKETSAN’da yazılım mühendisi olarak görev yapan Sav Kasabalı Yusuf Serdar Yücel, Ankara’daki evinde hayatını kaybetmişti. Otopsi raporunda kimyasal maddeye bağlı ölüm bulgularına rastlandığı belirtilmiş, ailesi olayın “intihar değil suikast” olabileceğini öne sürmüştü.

Bu olaydan 4 ay gibi kısa süre sonra, HAVELSAN’da siber güvenlik uzmanı olarak çalışan 32 yaşındaki R. Kurt, geçtiğimiz günlerde Yenimahalle’deki evinde ölü bulundu. Ranzaya asılı halde bulunan Kurt’un ölümüne ilişkin soruşturma başlatıldı. İlk incelemelere göre psikolojik veya maddi bir sorun belirtisi olmadığı öğrenildi.

ANKA-3 Tatbikatta Teknik Nedenle İniş Yaptı

Son olarak, Konya’da gerçekleştirilen Uluslararası Anadolu Kartalı 2025 Tatbikatı sırasında, ANKA-3 insansız hava aracı, teknik bir durum nedeniyle Selçuklu ilçesinde boş bir araziye kontrollü olarak indirildi. Savunma kaynakları, olayın tatbikat senaryoları dahilinde yer kontrol birimi ile koordineli olarak yönetildiğini ve herhangi bir can ya da mal kaybı yaşanmadığını açıkladı.

Soruşturmalar Devam Ediyor

Her iki mühendis ölümüyle ilgili adli süreçler devam ederken, resmi makamlar henüz herhangi bir sabotaj ya da saldırı bulgusuna ilişkin açıklama yapmadı. Ancak yaşanan gelişmelerin kritik savunma projelerinde görevli personel üzerinde oluşturduğu hassasiyet, kamuoyunda yankı buldu.

Kamuoyunda Endişe ve Tartışma Büyüyor

2025 yılı, Türk savunma sanayii için önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönem olurken, genç mühendislerin peş peşe hayatını kaybetmesi sosyal medyada “Savunma sanayii için suikast yılı mı?” sorusunu gündeme getirdi. ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN, BAYKAR, MKE ve TUSAŞ gibi dev kuruluşların öncülüğünde gerçekleştirilen KAAN, KIZILELMA ve AKINCI gibi projelerle Türkiye, savunma sanayisinde tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor. Türk SİHA’larının 30’dan fazla ülkeye ihraç edilmesiyle savunma sanayii, ülkenin hem askeri hem de ekonomik bağımsızlığının temel taşı haline geliyor. Ancak bazı çevrelerde, yaşanan gelişmelerin ardından tehdit algısının arttığı yorumları dikkat çekiyor.