Külünk, paylaşımında, ''Gündüz kuşağı programları üzerinden ahlaki değerler hedef alınıyor. İnsanlık onuru ve kadim değerlerimiz yerle bir ediliyor.Çocuklarımız ve ailelerimiz topluma  yabancılaştırılarak güven duygusu ve sosyal bağlar zayıflatılıyor. Reyting amacıyla toplumu bilgilendirme amacını dışına çıkan dizi ve yapımlardaki karakterler ve işlenen konular üzerinden bilinçaltılar yerle bir ediliyor ve toplumsal bunalım amaçlanıyor.

SOSYAL ÇÖKÜŞ VE ÇÜRÜMEYE SON VERMEK ZORUNDAYIZ. SİYASETİN GÜNDEMİNE NE ZAMAN GİRECEK SOSYOLOJİK ÇÜRÜME? ARTIK MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ.

Televizyon yapımlarındaki entrika içeren sahneler, stres ve gelirim mesajları izleyiciler üzerinde derin psikolojik etkiler bırakıyor ve ahlaki sınırları zorlayarak doğru ve yanlışın ne olduğu konusunda yeni modellemeler üretiyor.

Özellikle gelişim çağındaki çocuklarımız, kolay para kazanma, konfor, zenginlik, tüketim alışkanlıkları ve insani ilişkilerde riskli bir alana taşınarak hedonist ve bencil bir ruh hali içerisine itiliyor.

Sosyal karşılaştırma içerisine itilen izleyenler sahip oldukları ve olmadıkları üzerinden kıyaslama yaparak; yalnızlığa, ümitsizliğe, karamsarlığa ya da ben de yapabilirim ikilemi yaşamak durumunda kalarak çatışma ortamının nesnesi haline getiriliyor.

Günlük stresten kaçma ve rahatlama amacındaki izleyiciler kendilerine sunulan içerikler üzerinden cinsel taciz, şiddet ve çarpık ilişkilerin tahrip edici örnekleriyle karşılaşarak ve toplumsal değerler yıkıma uğratılıyor.

Utanma ve mahremiyet yok ediliyor, toplumsal ahlak sorgulanıyor ve her türlü kepazelik resmedilerek masum zihinler karartılarak ve fenalıklar sıradanlaştırılıyor.

2025 Aile Yılında, Türk Aile yapısını sekteye uğratıcı ve ahlakilikten yoksun senaryolarla gençlerin ve çocukların evliliğe ve aile kurumuna bakışı olumsuzlanıyor ve evlilik dışı ilişkiler özendiriliyor.

Yayın Etik İlkelerinin dahi bu sorunu çözümsüz bırakması bir yana hiçbir bireysel ve toplumsal fayda üretmediği aşikar olan yapımlar karşısında topyekûn adımlar atılarak söz konusu içeriklere sahip dizi ve yapımlara son verilmesi için toplumsal bir duyarlılık üretmek gerekiyor.

Kızılcık Şerbeti dizisi örneğinde olduğu gibi tüm TV yapımları, yapımcı, senarist ve diğer paydaşların kimler olduğu, neyi amaçladıkları, kimlerle bağlantıda oldukları sorgulanmalı ve anayasal düzen içerisinde sorgulanmaları sağlanmalıdır.'' ifadelerini kullandı.