Rahmi Sarıkurt Yazdı 'Hakikatin Ağırlığı'
Bazı kelimeler vardır, dile kolay gelir ama yürek taşır.
Hakikat de onlardandır.
Hakikat öyle bir yüktür ki; dilinle söylersen dünyada incinirsin, susarsan ukbada hesabı ağır olur.
İnsan bu iki uç arasında sıkışır kalır: konuşsa kırar, sussa sorumlu olur.
Peki o hâlde ne yapmalı insan?
Belki de hakikati taşımayı öğrenmeli — hem söyleyecek kadar cesur, hem sonucuna katlanacak kadar sabırlı olmalı.
Çünkü hakikat gizlenince çürür, taşınırken anlam bulur.
Perdelendiğinde kaybolur, ama hikmetle taşındığında hayatı aydınlatır.
Hakikati dile getirmek kadar, onu **nasıl** söylediğimiz de önemlidir.
Zira hakikati savunan yürek, yalnızca doğruyu haykırmakla değil, o doğrunun insanı incitmeden ulaşmasını sağlamakla da sorumludur.
Bugün bir hakikati söylemekten korkuyor muyuz?
Belki birilerini kırmamak için, belki de kendi konforumuzu bozmamak için sessiz kalıyoruz.
Ama unutmamalı: bazen suskunluk da bir tercihtir; bazen bir haksızlığın sessiz ortağı olur.
Diğer yandan, her doğruyu her yerde söylemek de erdem değildir.
Hakikati konuşmanın bir zamanı, bir üslubu, bir hikmeti vardır.
Hakikati söyleyen dil kadar, onu taşıyan kalbin de temiz olması gerekir.
Çünkü niyet, hakikatin yönünü belirler — hak için mi konuşuyoruz, yoksa öfkemizi mi hakikatin kılığına sokuyoruz?
Bu yüzden belki her birimizin kendine şu soruları sorması gerekir:
Bugün söylemekten çekindiğim bir hakikat var mı?
Söylediğim bir söz başkasını incittiyse, onu onarmak için ne yapabilirim?
Suskunluğum vicdanımı mı koruyor, yoksa beni sorumluluktan mı uzaklaştırıyor?
Hakikat uğruna konuştuğumu sanırken, gerçekten hak için mi konuştum?
Ve en sonunda insan dua eder, çünkü hakikat yükü yalnız taşınmaz:
“Ey hakkın ve hikmetin sahibi olan Rabbim!
Bana hakikati söyleme cesareti, onu söylerken de merhamet ve hikmet ihsan et.
Suskunluğumdan doğan eksiklikleri görmemi ve hatamı düzeltmeyi nasip eyle.
Kalbimi hak için titreyen, dilimi incitmeden hakikati söyleyen kullarından eyle. Âmin.”
Hakikatin yolu kolay değildir. Ama o yolu yürümek, insan olmanın en ağır ama en onurlu yüküdür.