Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında "3 Aralık Dünya Engelliler Günü" olarak kabul edilmiş, burada asıl amaç, engelli bireylere yönelik toplumsal bilinç ve farkındalığı oluşturabilmektir. 3 Aralık Engelliler Günü bir kutlama günü değil, toplumsal farkındalık ve duyarlılık oluşturma günüdür. Bu günün amacı; hem toplumun diğer bireylerinin engelli bireylere karşı farkındalıklarını artırmanın yanısıra, hem de engelli bireylerin toplumsal farkındalığını artırmak, haklarını savunmak ve toplumsal eşitliği teşvik etmektir. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, engelli vatandaşlarımızı anlayabilme, empati yapabilme ve hem engelli bireylerin hem de ailelerinin duygularını hissedebilme açısından oldukça büyük öneme sahiptir; Burada önemli olan bu farkındalığı sadece bir güne sığdırmadan her zaman duyarlı, sevgi ve saygı çerçevesinde empatik olmamız gerekiyor. Çünkü gündelik hayatta karşılaşılan sorunlar sadece engellilerin değil, toplumun tüm bireylerinin yani  hepimizin ortak sorunu olduğunun farkında olmalıyız. SEVGİ VARSA, ENGEL DE YOKTUR Öyle ki, “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” anlayışını şiar edinen, bir ecdadın torunları olarak hem de insanı “yaratılmışların en şereflisi” olarak gören bir dinin mensupları olarak en büyük engelin merhametsizlik, sevgisizlik ve anlayışsızlık olduğuna inanıp bu konuda daha duyarlı olmamız gerekiyor. Çünkü, engelli olmak asla bir kusur değildir, asıl kusur onları göz ardı etmek, yok saymak ve görmezlikten gelmektir. Sevgi, tüm engelleri ortadan kaldırmaktadır. Bunun için de hem kendimizi hem de çevremizdeki insanları, hiçbir ayrım yapmadan, ötekileştirmeden, dışlamadan "Yaratılanı severim Yaradan'dan dolayı" anlayışı ile sevmemiz gerekiyor. Bu bağlamda 3 Aralık engellilerimizin sorunlarına dikkat çekmek, toplumsal duyarlılıkları artırmak, farkındalık oluşturmak açısından son derece önemlidir. Bizler engelli kardeşlerimizin gören gözü, işiten kulağı, tutan eli olmak için duyarlı davranmaya çalışmamız gerekiyor. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde engellerin farkına varıp hep birlikte engelleri kaldırmaya gayret eden, uğraşan, çalışan nesiller yetiştirmek adına olumlu rol modeller olmamız gerekmektedir. Engelliler Gününe baktığımızda; bu günün engelli vatandaşlara ithaf edilen bir gün olsada, aslında gerçek engellilerin fiziksel ya da zihinsel açıdan herhangibir engeli olmamasına rağmen, normal bir insanın davranması gerektiği gibi davranmayanların günü olarakta algılamak gerekiyor. Çünkü, kendi elinde olmadan, kendi inisiyatifi dışında herhangi bir engelli durumuna düşen bireylere söyleyecek ya da söylenebilecek bir sözümüz olamaz olmamalıda. Asıl engellilik, zihinsel ve fiziksel açıdan engeli olmamasına rağmen, toplumsal normlara, âdab-ı muaşeret kurallarına ve temel insani vasıflara uygun davranmayan insanların davranışlarındadır. Bu açıdan toplumsal yaşam içerisinde yaşayan insanların davranışlarına baktığımızda;Gerçek engellilerin kimler olduğu açıkça görülmektedir. Peki kimdir gerçek engelli bireyler? Okuduğunu anlamayan ve anladığını uygulamayanlar. Makam ve mevki için değerlerinden taviz verenler. Engelli Rampalarına aracını parkeden sürücüler. Kaldırımlara malzeme bırakarak kaldırımları işgal eden esnaflar. Otoparklarda Engellilerin yerine araçlarını parkedenler. Kamuya ve başkasına ait mallara zarar verenler. Kendini ve başka bir canlıyı sevmeyip işkence edenler. İnsan onuruna ve haysiyetine uygun davranmayanlar. Trafik kurallarına uygun araç kullanmayanlar. Yerlere çöp atanlar, cadde ve sokaklara tükürenler. Duvarlara ve tarihi eserlere yazı yazanlar. İçtiği sigaranın izmaritini yere atanlar. Kul hakkı yiyenler. Gerçekleri bildiği halde konfor alanının elinden gitmesinden korkup, gerçeği söylemekten korkanlar. Kadına ya da bir başka canlıya şiddet uygulayanlar. Engellileri, sadece Engelliler Günü'nde hatırlayanlar. Engelliler Günü kutlamasını, Sosyal Medya'da şov hâline dönüştürenler. Tüm bunları yapmasına rağmen ENGELLİLER GÜNÜ'nde, güya engellilerin gününü kutlayanlar. 3 Aralık Engelliler gününün bir kutlama günü değil, düşünme, anlama ve farkındalık günü olması beklentisiyle, tüm engelli bireylerin ve ailelerinin yanında olup, en azından onların hayatlarını kolaylaştıramasakta, bir engelde biz koymamamız gerektiğinin farkında olarak yaşamamız, toplumsal normlara uygun hareket ederek sadece engellilerin değil tüm vatandaşların yaşamlarına saygı duymamız gerekiyor. Türkiye’de milyonlarca engelli bireyin eğitim, sağlık, istihdam ve sosyal yaşam alanlarında karşılaştığı engellerin kaldırılması; sadece fiziksel düzenlemelerle değil, toplumsal bilinç ve empatiyle mümkündür. Bu nedenle 3 Aralık, yalnızca bir hatırlatma değil; kapsayıcı politikaların geliştirilmesi ve herkes için erişilebilir bir dünyanın inşası adına bir çağrı niteliğinde algılanması, 3 Aralık Dünya Engelliler Gününün, farkındalığımızın ve duyarlılığımızın artmasına vesile olması temennisiyle.