Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Ahmet Aydın Yazdı... 'Akşam Yallah, Gündüz Allah Mevsimi Başladı!'

Isparta (Web Sitesi) - Web Sitesi | 13.06.2025 - 11:19, Güncelleme: 13.06.2025 - 11:19
 

Ahmet Aydın Yazdı... 'Akşam Yallah, Gündüz Allah Mevsimi Başladı!'

Akademisyen/Sosyolog Ahmet Aydın yazdı...

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte düğün mevsimi de başlamış oldu. Düğünlerimiz toplumsal bir değer, anne babanın çocuklarının mürüvvetini gördüğü, gençler içinde hayatlarını birleştirdikleri, Yeni bir hayata yelken açtıkları, birbirlerinin yüklerine destek, dertlerine derman, sevinçlerine ortak olacakları bir hayatın başlangıç noktasıdır.  Evliliklerde başlangıçlar sağlam temeller üzerine kurulursa, sınırlar net çizilirse, sadece maddiyata değil, maneviyatı daha güçlü hale getirip ana hedef haline getirilirse geleceğe daha güvenle bakmak mümkün olabilir. Anne baba çocuklar bir defa evleniyorlar diye, çocukların her istediğini yapıyorlar. Aslında bu yeni bir durum değil, maalesef ebeveynler dün çocuklarını büyütürken istedikleri her şeye evet deyip hayır diyemedikleri için, bugün de düğün konusunda istediklerine hayır diyemeyip belki de hiç tasvip etmedikleri bir düğün merasimine evet demek zorunda kalıyorlar.  Bugün yapılan düğünlere baktığımızda kadın, kız, erkek mahremiyete dikkat etmeden karmakarışık bir şekilde oynuyorlar. Oysaki bir müslümanın düğün merasimlerinde en hassas olması gereken birinci konu mahremiyet, ikincisi de israf konusu olması gerekir. Sözüm ehli dünyaya değil, bizim mahallenin  sakinlerine. Aynı Allah'a inanan, aynı kıbleye yönelen, aynı Peygamber'e ümmet olan, aynı camilerde saf tutan, inanan ve de inandığı gibi yaşamaya çalışan bizim mahallenin çocuklarına. Düğünlerimize bur bakalım ehli dünyanın düğünlerinden farkı ne? Bir inanan olarak, inandığı gibi yaşamaya çalışan bir müslüman olarak senin düğününün diğerlerinden farkı ne? Ben söyleyeyim akşam geç saatlere kadar karmakarışık yallah diyip her türlü şarkı ve türkülerle oynamak. Öyle şarkılar ki gayri ahlaki, içinde hakaret, ahlaksızlık, hatta dinden bile çıkarmaya sebep olacak isyan ve inkarı çağrıştıran ifadelerin yer aldığı müziklerle hiçbir mahremiyete dikkat etmeden oynamak. Hatta öyleki kendilerini  oynamaya kaptırıp, şarkılar çalarken ezan okunuyor bir Allah'ın kulu rejiyi uyarıp müziği kapattırmak aklına bile gelmiyor. Ertesi günde mahallenin imamını çağırıp yemek esnasında bir kaç ilahi, ezgi ve Kur'an-ı Kerim okutmak. Sonrada oğlanın kızın düğününü hocalara Kur'an okutarak yani Allah diyerek yaptım diye övünerek anlatmak.  Peki hacı abi,  hacı abla  gündüzkü Allah'ı anladık da akşamki yallahları nereye koyacağız? Gündüzkü ilahiler ve ezgiler akşamki isyankar şarkıları unutturur mu? Gündüz yarım yamalak kulakla dinlenilen Kur'an-ı Kerim akşamki mahremiyete dikkat etmeden karmakarışık oynamaları unutturur mu? Şimdi ey Hz. Peygamber'in ümmetiyim diyen, ismi anıldığı zaman salavat getirirken elini göğsüne götüren müslümanlar size soruyorum, bugünkü yaptığınız düğünlere Peygamber Efendimizi davet edebilir misiniz? Ya da siz şuursuzca davet etseniz ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim buyuran, Medine çöllerinde bir gül gibi açan Muhammed-i Nebi sizin düğününüze gelir mi? Sözün özü ey Müslüman inandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanmaya başlarsın ve her şeyi normalleştirerek sıradanlaşır ve dünyevileşme denen kavramın pençesinden kurtulamazsın. Hem dünyanı hem de ahiretini kaybetme noktasına gelirsin. Lütfen düğünlerimizin müslümana yakışır islami değerlere uygun olmasına dikkat edelim.   
Akademisyen/Sosyolog Ahmet Aydın yazdı...

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte düğün mevsimi de başlamış oldu. Düğünlerimiz toplumsal bir değer, anne babanın çocuklarının mürüvvetini gördüğü, gençler içinde hayatlarını birleştirdikleri, Yeni bir hayata yelken açtıkları, birbirlerinin yüklerine destek, dertlerine derman, sevinçlerine ortak olacakları bir hayatın başlangıç noktasıdır. 

Evliliklerde başlangıçlar sağlam temeller üzerine kurulursa, sınırlar net çizilirse, sadece maddiyata değil, maneviyatı daha güçlü hale getirip ana hedef haline getirilirse geleceğe daha güvenle bakmak mümkün olabilir.

Anne baba çocuklar bir defa evleniyorlar diye, çocukların her istediğini yapıyorlar. Aslında bu yeni bir durum değil, maalesef ebeveynler dün çocuklarını büyütürken istedikleri her şeye evet deyip hayır diyemedikleri için, bugün de düğün konusunda istediklerine hayır diyemeyip belki de hiç tasvip etmedikleri bir düğün merasimine evet demek zorunda kalıyorlar. 

Bugün yapılan düğünlere baktığımızda kadın, kız, erkek mahremiyete dikkat etmeden karmakarışık bir şekilde oynuyorlar. Oysaki bir müslümanın düğün merasimlerinde en hassas olması gereken birinci konu mahremiyet, ikincisi de israf konusu olması gerekir.

Sözüm ehli dünyaya değil, bizim mahallenin  sakinlerine. Aynı Allah'a inanan, aynı kıbleye yönelen, aynı Peygamber'e ümmet olan, aynı camilerde saf tutan, inanan ve de inandığı gibi yaşamaya çalışan bizim mahallenin çocuklarına. Düğünlerimize bur bakalım ehli dünyanın düğünlerinden farkı ne? Bir inanan olarak, inandığı gibi yaşamaya çalışan bir müslüman olarak senin düğününün diğerlerinden farkı ne?

Ben söyleyeyim akşam geç saatlere kadar karmakarışık yallah diyip her türlü şarkı ve türkülerle oynamak. Öyle şarkılar ki gayri ahlaki, içinde hakaret, ahlaksızlık, hatta dinden bile çıkarmaya sebep olacak isyan ve inkarı çağrıştıran ifadelerin yer aldığı müziklerle hiçbir mahremiyete dikkat etmeden oynamak. Hatta öyleki kendilerini  oynamaya kaptırıp, şarkılar çalarken ezan okunuyor bir Allah'ın kulu rejiyi uyarıp müziği kapattırmak aklına bile gelmiyor.

Ertesi günde mahallenin imamını çağırıp yemek esnasında bir kaç ilahi, ezgi ve Kur'an-ı Kerim okutmak. Sonrada oğlanın kızın düğününü hocalara Kur'an okutarak yani Allah diyerek yaptım diye övünerek anlatmak. 

Peki hacı abi,  hacı abla  gündüzkü Allah'ı anladık da akşamki yallahları nereye koyacağız? Gündüzkü ilahiler ve ezgiler akşamki isyankar şarkıları unutturur mu?

Gündüz yarım yamalak kulakla dinlenilen Kur'an-ı Kerim akşamki mahremiyete dikkat etmeden karmakarışık oynamaları unutturur mu?

Şimdi ey Hz. Peygamber'in ümmetiyim diyen, ismi anıldığı zaman salavat getirirken elini göğsüne götüren müslümanlar size soruyorum, bugünkü yaptığınız düğünlere Peygamber Efendimizi davet edebilir misiniz? Ya da siz şuursuzca davet etseniz ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim buyuran, Medine çöllerinde bir gül gibi açan Muhammed-i Nebi sizin düğününüze gelir mi?

Sözün özü ey Müslüman inandığın gibi yaşamazsan, yaşadığın gibi inanmaya başlarsın ve her şeyi normalleştirerek sıradanlaşır ve dünyevileşme denen kavramın pençesinden kurtulamazsın. Hem dünyanı hem de ahiretini kaybetme noktasına gelirsin. Lütfen düğünlerimizin müslümana yakışır islami değerlere uygun olmasına dikkat edelim. 
 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve davrazhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.