Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Aile Yılı'nda, Aile ve Çocuk!

Isparta (Web Sitesi) - Web Sitesi | 29.09.2025 - 11:24, Güncelleme: 29.09.2025 - 11:44
 

Aile Yılı'nda, Aile ve Çocuk!

Akademisyen/Sosyolog Ahmet Aydın: Aile Yılı'nda, Aile ve Çocuk!

Günümüzde içinde yaşadığımız modern çağda, sanayileşmenin hızlı bir neticesi olarak gelişen dijitalleşmenin ortaya çıkardığı, dizi ve filmlerle aile kurumu tehdit altında. Öyleki, bu zamana kadar, hiç olmadığı kadar tehdit altında. Sadece dizi ve filmlerle değil, kontrol edilemeyen sosyal medya platformları ile bu tehditler daha tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır.  Hepimizin ilkokula başladığımızda, Hayat Bilgisi dersinde ilk öğrendiğimiz şey, aile toplumun en temel, en küçük ve en önemli yapı taşı olduğudur. Bu açıdan baktığımızda, nasıl hücre hastalanınca beden hasta olursa, aile bozulunca toplumsal bozulma da kendini gösterir. Toplumsal çürümeye yol açan ise, dış etkenler etkili olduğu kadar, aile içi iletişimde etkilidir. Aile içi İletişimsizlik adeta zincirleme trafik kazası gibi peşpeşe gelir ve nesiller boyu devam eder. Sağlıklı ilişkilerin olmadığı ailelerde büyüyen çocuklar, gelecekte kendi yuvalarını kurduklarında, maalesef bu olumsuzlukları devam ettirmektedirler. Adeta kartopu etkisi yaparak sorunlar büyüyerek, bir kar yığını haline gelmektedir. Bugün sağlıklı aile yapısı oluşturmak ve sağlıklı çocuklar yetiştirmek, gelecek nesiller açısından da önemlidir.  Olaya bu açıdan baktığımız zaman, anne-babalara düşen en önemli sorumluluk, mutlu ailelerde, mutlu çocuklar, sağlam karakterli çocuklar yetiştirmeleridir. Çocuk yetiştirmek geçmişe nazaran, bugün daha da zor. Çocukların zihinlerini etkileyecek, dikkatlerini dağıtacak bir çok dış unsurlar var. Dış dünyadan gelen bu etkiler hep vardı, var olacaktır da, biz ebeveynler olarak sağlam karakterli çocuklar yetiştirelim ki, evlatlarımız dimdik ayakta kalabilsinler.  Bugünün çocukları, maalesef çoğunlukla dijital dünyada yaşıyorlar. Sorun, çocukların boş zamanlarını nasıl geçirdikleri değil. Asıl mesele günümüz neslinin geleceğini hangi düşünce sistemine sahip ellerin şekillendirdiği, zihninlerinin nasıl küçültüldüğü ve ne kadar uyuşturulduğudur.  Aslında Çocukların; akıllı telefonlara ihtiyacı yok, akıllarını kullanıp çocuklarını, dijital dünyanın eline terk etmeyen, anne babalara ihtiyaçları var. Çünkü, eğitim ailede başlar, çocuklara toplumsal kuralları, âdab-ı muaşereti öğretmezsek, birileri bir gün toplum içerisinde bize bir güzel ders verir öğretir. Sadece diplomalı anne-babalar değil, erdemli ebeveynler ahlaklı çocuklar yetiştirirler. Çünkü, eğitimde diploma değil ahlak önemlidir. Ailede eğitim şart, ister istekle isterse icbar ile. İmtihan karşılıklıdır; anne-babalar evlatlarıyla, evlatlar anne-babalarıyla, imtihan olurlar. Yaptıklarınız veya yapmadıklarınız ile, ya onurlu bir insan yetiştireceksiniz, ya da bir suçlu meydana getireceksiniz. Her ne isen onu yetiştirirsin, anne-baba kendisi nasılsa, çocuklarını da öyle yetiştirir.Kap, içindekini sızdırır. Çocuklar, anne - babalarının aynasıdır. Elbette çevrenin etkisi de yadsınamaz, lakin ebeveynlik karakteri daha baskındır. Sınır koyamayan ebeveynlerin  yetiştirdiği çocuklar, sinirlerine hakim olamıyorlar. Sorun çocukta değil, anne-babada. Bugün işlerinizin yoğunluğunu sebep göstererek konuşmadığınız çocuklarınızla, yarın büyüdüklerinde iletişim kurmak istediğiniz zaman ortak bir bağınızın olmadığını fark edeceksiniz. Sevgili Ebeveynler! Geleceğe güvenle bakabilmek için özellikle Okulöncesi yaşındaki çocuklarınıza; Sevmeyi, saygı duymayı, merhameti, empati kurmayı, erdemli olmayı, Kırmamayı, dökmemeyi, dinlemeyi, doğru söylemeyi öğretin,  Yazmayı, okumayı, sayıları bir şekilde öğrenecek gittiği okullarda. Psikolojisi bozulur deyip, üstelemekten vaz geçtiğiniz ilkeleriniz varya, siz psikolojisi bozulmasın diye, sessiz kalıp düşüne durun çocuklarınızın ahlakı bozuluyor, farkında değilsiniz. Evlatlarınız size sarıldıkları zaman, sakın ola ki, ilk ayrılan siz olmayın. Çünkü, size ne kadar ihtiyaçları olduğunu bilemezsiniz evlatlarınızın. Sizinle savaşan değil, sizin için savaşan çocuklarınız olsun yanınızda. Sizi toprak gibi bağrına basıp, sarıp sarmalayarak, kabul edecek çocuklar varsa çok kıymetlisiniz demektir. Aynen sizde  çocuklarınızı sarıp sarmalayarak sevmelisiniz. Sevgili Ebeveynler! Siz isteseniz de, istemeseniz de, Çocuklar her zaman öğrenir. Ya sorumluluğu, ya da sorumsuzluğu, önemli olan sizin neyi öğrettiğinizdir. Hırslı değil, azimli çocuklar yetiştirmeye çalışın. Zira, HIRS'ta; hile, çıkar, ihtiras AZİM de ise; istikrar, gayret ve sabır vardır. Çocuklara evde ve dışarıda küçük sorumluluklar verin, çünkü küçük bir sorumluluk; hem özgüveni hem beceriyi hem de öğrenme keyfini besliyor. Çocuğunuzla ilgili gerçek sorunu göz ardı ederseniz, asla çözüme ulaşamazsınız. Çocuk, üzerinde deneme yapılacak bir canlı değildir. Çocuk yetiştirmek, 'ben yaptım oldu' gibi basit bir cümle ifade edilecek kadar önemsiz değildir. NEYİ, NEDEN ÖĞRETMELİYİZ ÇOCUKLARIMIZA? İnsanlara saygı göstermenin sınavda aldıkları notlardan daha önemli olduğunu, Rızkına tevekkül ve şükür etmenin kariyerden daha kazançlı olduğunu, Makam dediğimiz şeyin gönül tahtına oturmaktan daha önemli olmadığını, Ahlaki meziyetlerinin, akademik kariyerlerinden daha önemli olduğunu,  İnsana tevazu elbisesinin tüm elbiselerden daha çok yakıştığını, Çocuklarımız gönül almayı da öğrenmeli iyi not almayı da, Kul hakkını da, kıtalar kadar bilmeli, Sabrın faziletlerini de ezberlemeli en az yüksek plazma fiziğinin formülleri kadar.  Yoksa!! En küçük bir deprem de, o çok diplomalı adamların yaptıkları binaların altında kalırız. Bol sertifikalı adamların verdiği kararlar 'kamu vicdanını' yaralar. Üç beş dil bilen adamların bir gece kullandığı uçaklar üzerimizde dolaşıp bizi bombalar, Beyaz önlük giymiş bazı çetelere kurban veririz "yeni doğan" çocuklarımızı, Okullar bitirmiş birileri, ellerinde benzin bidonlarıyla 'yakar' ormanlarımızı, İyi kimyagerlerin yaptığı formüller ile yapılan uyuşturucular zehirler evlatlarımızı. Netice itibariyle, bugün geldiğimiz noktada ailelere baktığımızda; Elden düşmeyen telefonlar, Konuşulmayan suskun sofralar, Azarlanan, saygı duyulmayan anneler, Görmezden gelinen, itibarsızlaşan babalar, İlgilenilmeyen teknolojik çocuklar, Birbirinin bırakın gözüne, yüzüne bile bakılmayan eşler,  Kırılgan ilişkiler, kopuk bağlar, Yuva olamamış evler, aile olamamış birliktelikler, Dağılan yuvalar, biten evlilikler, Etrafa savrulmuş, arada kalmış çocuklar.
Akademisyen/Sosyolog Ahmet Aydın: Aile Yılı'nda, Aile ve Çocuk!

Günümüzde içinde yaşadığımız modern çağda, sanayileşmenin hızlı bir neticesi olarak gelişen dijitalleşmenin ortaya çıkardığı, dizi ve filmlerle aile kurumu tehdit altında. Öyleki, bu zamana kadar, hiç olmadığı kadar tehdit altında. Sadece dizi ve filmlerle değil, kontrol edilemeyen sosyal medya platformları ile bu tehditler daha tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. 

Hepimizin ilkokula başladığımızda, Hayat Bilgisi dersinde ilk öğrendiğimiz şey, aile toplumun en temel, en küçük ve en önemli yapı taşı olduğudur. Bu açıdan baktığımızda, nasıl hücre hastalanınca beden hasta olursa, aile bozulunca toplumsal bozulma da kendini gösterir. Toplumsal çürümeye yol açan ise, dış etkenler etkili olduğu kadar, aile içi iletişimde etkilidir. Aile içi İletişimsizlik adeta zincirleme trafik kazası gibi peşpeşe gelir ve nesiller boyu devam eder. Sağlıklı ilişkilerin olmadığı ailelerde büyüyen çocuklar, gelecekte kendi yuvalarını kurduklarında, maalesef bu olumsuzlukları devam ettirmektedirler. Adeta kartopu etkisi yaparak sorunlar büyüyerek, bir kar yığını haline gelmektedir. Bugün sağlıklı aile yapısı oluşturmak ve sağlıklı çocuklar yetiştirmek, gelecek nesiller açısından da önemlidir. 

Olaya bu açıdan baktığımız zaman, anne-babalara düşen en önemli sorumluluk, mutlu ailelerde, mutlu çocuklar, sağlam karakterli çocuklar yetiştirmeleridir. Çocuk yetiştirmek geçmişe nazaran, bugün daha da zor. Çocukların zihinlerini etkileyecek, dikkatlerini dağıtacak bir çok dış unsurlar var. Dış dünyadan gelen bu etkiler hep vardı, var olacaktır da, biz ebeveynler olarak sağlam karakterli çocuklar yetiştirelim ki, evlatlarımız dimdik ayakta kalabilsinler. 

Bugünün çocukları, maalesef çoğunlukla dijital dünyada yaşıyorlar. Sorun, çocukların boş zamanlarını nasıl geçirdikleri değil. Asıl mesele günümüz neslinin geleceğini hangi düşünce sistemine sahip ellerin şekillendirdiği, zihninlerinin nasıl küçültüldüğü ve ne kadar uyuşturulduğudur. 

Aslında Çocukların; akıllı telefonlara ihtiyacı yok, akıllarını kullanıp çocuklarını, dijital dünyanın eline terk etmeyen, anne babalara ihtiyaçları var. Çünkü, eğitim ailede başlar, çocuklara toplumsal kuralları, âdab-ı muaşereti öğretmezsek, birileri bir gün toplum içerisinde bize bir güzel ders verir öğretir. Sadece diplomalı anne-babalar değil, erdemli ebeveynler ahlaklı çocuklar yetiştirirler. Çünkü, eğitimde diploma değil ahlak önemlidir. Ailede eğitim şart, ister istekle isterse icbar ile.

İmtihan karşılıklıdır; anne-babalar evlatlarıyla, evlatlar anne-babalarıyla, imtihan olurlar. Yaptıklarınız veya yapmadıklarınız ile, ya onurlu bir insan yetiştireceksiniz, ya da bir suçlu meydana getireceksiniz. Her ne isen onu yetiştirirsin, anne-baba kendisi nasılsa, çocuklarını da öyle yetiştirir.Kap, içindekini sızdırır. Çocuklar, anne - babalarının aynasıdır. Elbette çevrenin etkisi de yadsınamaz, lakin ebeveynlik karakteri daha baskındır.

Sınır koyamayan ebeveynlerin  yetiştirdiği çocuklar, sinirlerine hakim olamıyorlar.

Sorun çocukta değil, anne-babada.

Bugün işlerinizin yoğunluğunu sebep göstererek konuşmadığınız çocuklarınızla, yarın büyüdüklerinde iletişim kurmak istediğiniz zaman ortak bir bağınızın olmadığını fark edeceksiniz.

Sevgili Ebeveynler!

Geleceğe güvenle bakabilmek için özellikle Okulöncesi yaşındaki çocuklarınıza;

Sevmeyi, saygı duymayı, merhameti, empati kurmayı, erdemli olmayı,

Kırmamayı, dökmemeyi, dinlemeyi, doğru söylemeyi öğretin, 

Yazmayı, okumayı, sayıları bir şekilde öğrenecek gittiği okullarda.

Psikolojisi bozulur deyip, üstelemekten vaz geçtiğiniz ilkeleriniz varya, siz psikolojisi bozulmasın diye, sessiz kalıp düşüne durun çocuklarınızın ahlakı bozuluyor, farkında değilsiniz.

Evlatlarınız size sarıldıkları zaman, sakın ola ki, ilk ayrılan siz olmayın. Çünkü, size ne kadar ihtiyaçları olduğunu bilemezsiniz evlatlarınızın. Sizinle savaşan değil, sizin için savaşan çocuklarınız olsun yanınızda.

Sizi toprak gibi bağrına basıp, sarıp sarmalayarak, kabul edecek çocuklar varsa çok kıymetlisiniz demektir. Aynen sizde  çocuklarınızı sarıp sarmalayarak sevmelisiniz.

Sevgili Ebeveynler!

Siz isteseniz de, istemeseniz de,

Çocuklar her zaman öğrenir.

Ya sorumluluğu, ya da sorumsuzluğu, önemli olan sizin neyi öğrettiğinizdir.

Hırslı değil, azimli çocuklar yetiştirmeye çalışın. Zira, HIRS'ta; hile, çıkar, ihtiras AZİM de ise; istikrar, gayret ve sabır vardır.

Çocuklara evde ve dışarıda küçük sorumluluklar verin, çünkü küçük bir sorumluluk; hem özgüveni hem beceriyi hem de öğrenme keyfini besliyor.

Çocuğunuzla ilgili gerçek sorunu göz ardı ederseniz, asla çözüme ulaşamazsınız.

Çocuk, üzerinde deneme yapılacak bir canlı değildir. Çocuk yetiştirmek, 'ben yaptım oldu' gibi basit bir cümle ifade edilecek kadar önemsiz değildir.

NEYİ, NEDEN ÖĞRETMELİYİZ ÇOCUKLARIMIZA?

İnsanlara saygı göstermenin sınavda aldıkları notlardan daha önemli olduğunu,

Rızkına tevekkül ve şükür etmenin kariyerden daha kazançlı olduğunu,

Makam dediğimiz şeyin gönül tahtına oturmaktan daha önemli olmadığını,

Ahlaki meziyetlerinin, akademik kariyerlerinden daha önemli olduğunu, 

İnsana tevazu elbisesinin tüm elbiselerden daha çok yakıştığını,

Çocuklarımız gönül almayı da öğrenmeli iyi not almayı da,

Kul hakkını da, kıtalar kadar bilmeli,

Sabrın faziletlerini de ezberlemeli en az yüksek plazma fiziğinin formülleri kadar. 

Yoksa!!

En küçük bir deprem de, o çok diplomalı adamların yaptıkları binaların altında kalırız.

Bol sertifikalı adamların verdiği kararlar 'kamu vicdanını' yaralar.

Üç beş dil bilen adamların bir gece kullandığı uçaklar üzerimizde dolaşıp bizi bombalar,

Beyaz önlük giymiş bazı çetelere kurban veririz "yeni doğan" çocuklarımızı,

Okullar bitirmiş birileri, ellerinde benzin bidonlarıyla 'yakar' ormanlarımızı,

İyi kimyagerlerin yaptığı formüller ile yapılan uyuşturucular zehirler evlatlarımızı.

Netice itibariyle, bugün geldiğimiz noktada ailelere baktığımızda;

Elden düşmeyen telefonlar,

Konuşulmayan suskun sofralar,

Azarlanan, saygı duyulmayan anneler,

Görmezden gelinen, itibarsızlaşan babalar, İlgilenilmeyen teknolojik çocuklar,

Birbirinin bırakın gözüne, yüzüne bile bakılmayan eşler, 

Kırılgan ilişkiler, kopuk bağlar,

Yuva olamamış evler, aile olamamış birliktelikler,

Dağılan yuvalar, biten evlilikler,

Etrafa savrulmuş, arada kalmış çocuklar.

Habere ifade bırak !
Haberle İlişkili Makale
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve davrazhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.