Gönlümü Bağışla, Hakkıyla Sevemedim Seni...
Gönlümü Bağışla, Hakkıyla Sevemedim Seni...
Kişisel Gelişim Uzmanı, Yazar Zeynep Rana Karadağ Yazdı...
Kişisel Gelişim Uzmanı, Yazar Zeynep Rana Karadağ Yazdı...
Gönüllerin Sultanı’na Yapılan Hakarete Sessiz Kalmayacağız
Son günlerde Leman dergisinde yayımlanan karikatür, bir çizimden fazlasıydı; milyonlarca insanın kalbine saplanmış bir hançer, vicdanlara yöneltilmiş hoyrat bir darbedir. İnsanlığın rehberi, milyonlarca kalbin sevgilisi Hz. Muhammed’e (s.a.v.) yöneltilen bu alçakça hakaret; sadece bir inanca değil, ortak insanlık değerlerine yapılan bir saldırıdır.
Kutsallar, fikir özgürlüğünün değil, evrensel saygının alanıdır. Onlara hakaret etmek; eleştiri değil cehalettir, sanat değil nefretin maskesidir. Biz bu yaklaşımı şiddetle reddediyor, bu saldırıyı en açık şekilde kınıyoruz.
O, Yüce Ahlâkın Temsilidir
Kur’ân-ı Kerîm’de onun karakteri şöyle tanımlanır: “Muhakkak ki sen, yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem, 68:4) “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, 21:107)
Barışın, adaletin ve merhametin adı olan Hz. Muhammed (s.a.v.), kavminin hakaretlerine, işkencelerine ve zorlamalarına sabretmiş; buna rağmen affetmiş, merhametle karşılık vermiştir.
Affın ve Yüceliğin Örneği: Mekke’nin Fethi
Yıllarca kendisine eziyet eden Mekkeliler, fetih günü karşısında boyun eğmişken, O öç almak yerine ellerini uzatmış, kalpleri kazanmıştır: “Bugün size kınama yoktur. Gidin, hepiniz serbestsiniz.”
Bu söz, intikam bekleyenlere verilen en asil cevaptır. O, kinle değil rahmetle konuşmuştur. Çünkü O’nun görevi intikam değil; insanlığı yüceltmektir.
Yanan Bir Gönül: Yaman Dede’nin Muhammedî Aşkı
O’na yapılan hakaret, yalnızca bir inanca değil; o inancın gönüllü neferlerine, onun uğruna yanmış kalplere de yapılmıştır. Bu kalplerden biri de hiç şüphesiz Yaman Dede’dir.
Rum kökenli bir mühtedi olan Yaman Dede, Müslüman olmadan önce bile Hz. Muhammed’in adını duyduğunda gözleri doluyor, kalbi titriyordu. Sonunda içindeki çağlayanı gizleyemedi ve Müslüman oldu. Onun aşkı sadece şiirlerinde değil, hayatının her anında hissediliyordu.
İşte o aşkın en yakıcı ifadesi, naatından bir kıta:
“Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Resûlallâh
Nasıl bilmem bu nîrâna dayandım yâ Resûlallâh
Ezel bezminde bir dinmez figândım yâ Resûlallâh
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh”
Gönül hûn olmuş, yani kanla dolmuş; vücudu baştan ayağa kana boyanmıştır. Bu nîrâna, bu ayrılık ateşine şimdiye kadar nasıl dayandığına kendisi de şaşmaktadır. Hâlbuki o, daha Bezm-i Ezel’de Habîb-i Kibriyâ’ya âşık olmuş; o vakitten beri dinmeyen feryad u figanlarla hasretini dile getirmiştir. Ancak Âlemlerin Efendisi’nin cemâlini görmekle bu ezelî hasret ateşi dinecek, âşığın yanan gönlü ferahlayacaktır. Yaman Dede’nin Rasûlullah (s.a.v.)’e iltica ile “cemâlinle ferahnâk eyle” niyazı bunun içindir. Çünkü O, yanan kalbe devadır.
Bu Dizeler, O’na Duyulan Aşkın En Saf Hâlidir
Yaman Dede gibi nice gönül, O’nun adıyla yanmış, O’nun izinde yürümüş, O’nun uğruna şiirler, dualar, hayatlar adamıştır.
O’na Yapılan Hakaret, Hepimize Yapılmıştır
Bu saldırı sadece O’na değil; O’nu sevenlere, O’nu örnek alanlara, O’nunla birlikte yürüyen milyonlara yapılmıştır. Çünkü O’nun mübarek zâtına hakaret, tüm insanlığa yöneltilmiş bir ihanettir.
O yüzden sesimiz yüksek çıkmalıdır: Değeri olmayan, değersizdir! Ve Hz. Muhammed (s.a.v.), insanlığın en değerli örneğidir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.