Şarkikaraağaç’ta Asılsız İddialara Tepki! Ahmet Aydın’dan Önemli Uyarı
Şarkikaraağaç’ta Asılsız İddialara Tepki! Ahmet Aydın’dan Önemli Uyarı
Şarkikaraağaç Kaymakamlığı, bazı internet siteleri ve sosyal medya platformlarında ilçeye bağlı bir köyde ahlaka aykırı bir olay yaşandığı yönündeki paylaşımlara ilişkin açıklama yaptı. Kaymakamlık, “İlçemizde böyle bir olay yaşanmamış olup, iddialar tamamen asılsızdır” ifadelerini kullandı. Olayın ardından Akademisyen ve Sosyolog Ahmet Aydın, vatandaşlara uyarılarda bulundu.
Şarkikaraağaç Kaymakamlığı, bazı internet siteleri ve sosyal medya platformlarında ilçeye bağlı bir köyde ahlaka aykırı bir olay yaşandığı yönündeki paylaşımlara ilişkin açıklama yaptı. Kaymakamlık, “İlçemizde böyle bir olay yaşanmamış olup, iddialar tamamen asılsızdır” ifadelerini kullandı. Olayın ardından Akademisyen ve Sosyolog Ahmet Aydın, vatandaşlara uyarılarda bulundu.
Akademisyen ve Sosyolog Ahmet Aydın, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine karşı dikkatli olunması gerektiği belirtti.
Sosyal medyada yayılan doğrulanmamış içeriklere karşı uyarılarda bulunan Aydın, “Sosyal medyada gördüğünüz her habere inanmayın, önce araştırın ve empatiyi elden bırakmayın. Aksi takdirde iftiraya ortak olmuş olursunuz” dedi.
Ahmet Aydın, vatandaşlara karşı yaptığı uyarılarda, "Teknolojinin günümüzde hızlı bir şekilde gelişmesiyle birlikte, akıllı telefon kullanımlarının yaygınlaşmasıyla hayatımıza giren sosyal medya platformları, sanal haberciliğin yaygınlaşmasına imkân sağladı.
Türkiye maalesef ki akıllı telefon tüketiminde Avrupa birincisi. Ayrıca interneti sosyal medyada gezinme ve içerik paylaşımı için kullanma konusunda da Türkiye yine Avrupa birincisi. Hâl böyle olunca bizim ülkemizde akıllı telefonlar asıl amacının dışında kullanım konusunda daha cazip hâle geldi.
Maalesef sadece sıradan vatandaşlar değil, toplumun gözönünde olan sanatçılar, sporcular, siyasetçiler gibi önemli simaları, devletin resmi kurumları ve basın kuruluşları da sosyal medyayı çok yoğun bir şekilde kullanmaktadır.
Özellikle basın kuruluşlarının bir çoğu sadece takipçi sayısını artırabilmek, gündem oluşturabilmek adına, masa başı haberciliği yaparak, haberin doğruluğunu ve içeriğini araştırmadan, absürt, dikkat çekici, kendilerince çarpıcı bir başlık atarak habercilik ve gazetecilik etiğine uygun olmayan bir şekilde habercilik yaptığını zanneden önemli bir basın (!) kitlesi var. Hele birde sadece dijital mecralarda yayın yapan, temel ahlaki kurallardan yoksun dijital gazetecilik anlayışı var ki, tamamen evlere şenlik durumları var.
Son günlerde genelde ülke gündemini ilgilendiren, yerel de ise Isparta gündemini içine alan bir çok alanda da yerli- yersiz, doğru-yanlış sosyal medya mecralarında paylaşımlar yapılmaktadır.
Öncelikle şu unutulmamalıdır ki;
Bir şey hukuken gerçek hayatta suç ise, sosyal medyada da suçtur.
Bir konu gerçek hayatta toplum nezdinde ahlaksızlık ise, dijital dünyada da ahlaksızlıktır.
Bir olay dinen gerçek hayatta günahsa, sosyal medyada da günahtır.
Bu bağlamda ister bireysel isterse kurumsal açıdan, gerçek dünyada yaşantımıza, konuşmalarımıza, giyim kuşamımıza nasıl dikkat etmemiz gerekiyor vede ediyorsak, sanal dünyada da dikkat etmemiz gerekiyor.
Gördüğümüz, duyduğumuz bir haberi, bir paylaşımı, içeriğini bilmeden, doğru olup olmadığını araştırmadan, gerçekliğinden haberimiz olmadan; beğeni, paylaşım, etkileşim ve yorum yapmamamız gerekiyor.
Bu tür bir içerik ve paylaşımla karşılaştığımız zaman empati kuralı aklımıza gelmeli, kendimizi, paylaşımı yapılan haberin ya da konunun içerisinde yer alan insanların yerine koymamız gerekiyor. Yani "Benim için, benim ailem, benim sevdiklerim için" böyle bir paylaşım yapılsa doğru olur mu? Hoşuma gider mi diye sorgulamamız gerekiyor.
Empati'nin bizim anlayacağımız dilde, Türkçesi; 'Senin bu yaptığını senin anana, babana, bacına, eşine ve çocuğuna yapsalar, hoşuna gider mi?'
İnsanoğluna hele hele ben Müslümanım diyen bir insana düşen en önemli sorumluluk, ister gerçek hayatta isterse sanal dünyada duyduğu, gördüğü bir haberin mütevatir yani doğru olup olmadığını araştırmaktır. Bir müslüman duyduğu haberi araştırmadan, ona inanırsa, yorumlarsa hele bir de kendisi sosyal mecralarında paylaşım yaparsa, karşı tarafa atılan iftiraya ortak olmuş olur. İftira atmakta dinimizce büyük günahlardan birisidir.
Sevgili Dostlar!
Toplumuzmuz da , "silah çıktı, mertlik bozuldu" diye bir deyim vardır. Maalesef dijital alem çıktı, gerçek hayatımız daha çok bozuldu. Sosyal medyanın kolay ulaşılabilen bir alan olması, akıllı telefonların; herkesin elinin altında bir nevi, bir televizyon, bir radyo, bir gazete, bir dergi gibi kullanılıyor olması ahlaki dejenerasyonu daha hızlı bir şekilde etkiledi. Bu durum da toplumsal yozlaşmaya, sosyal yapının bozulmasına ve bireysel ahlakın degersizleşmesine sebep oldu.
Toplum olarak kendi öz değerlerimize geri dönebilmek adına, toplumsal âdab-ı muaşeret kurallarını yaşantımıza yerleştirebilmek için, bireysel etik değerlerimizi geri kazanabilmek, evrensel insani ahlak yargılarını uygulayabilmek için, fabrika ayarlarımıza ivedilikle geri dönmemiz gerekiyor.
Bunun için de, başta ebeveynlere, toplumda önemli bir yeri olan STK' lara, devletin resmi kurumlarına, sanatçılara, sporculara, eğitimcilere, basın- yayın kuruluşlarına, televizyonların ekran yüzlerine, sosyal medya içerik üreticilerine ve siyasetçilere önemli görevler düşmektedir. Gelin ne olur tüm paydaşlar olarak; ülkümüz için, ülkemiz için, geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz için, cennet vatanımız Türkiye için, evrensel etik kurallarını; dinimizin her bir müslüman için gerekli kıldığı "Emir bi'l-ma'rûf ve nehiy ani'l-münker", yani iyilikleri uygulayıp kötülüklerden kaçınmak kuralını hayatımıza rehber yapalım." ifadelerine yer verdi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.