Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Ayşeli Polat
Köşe Yazarı
Ayşeli Polat
 

Fe Eyne Tezhebün?

Müslüman; toplumda gördüğü aksaklıklara, yaşanan değişimlere, şahit olduğu çarpıklıklara kayıtsız kalmaz. “Ben iyi olayım da başkaları nasıl olursa olsun” demez. İslam’ın tek başına yaşanmayacağını bilir ve elinden geldiği kadar toplumdaki çarpıklıkları düzeltmeye, eksiklikleri tamamlamaya çalışır. Sizin de dikkatinizi çekti mi bilmem; artık caddeler, kimliğini kaybetmiş, taklit ve özenti hastalığına müptela, beden çeperini kalınlaştırmış, ruhu meflûç erkeklerle dolu… Kulağında rengârenk küpelerle kaş aldırmada kadınlarla yarışan ve açık ara birinci olan bu delikanlılar uzaydan gelmiş olamaz. Giydikleri sarı, yeşil, pembe, kırmızı pantolon ve tişörtlerle düzene meydan okuduğunu iddia eden, bütün vücudunu saran tayttan farksız dar kotlarla bale yapan baletlere benzeyen bu erkekler maalesef evlerimize kadar girdiler. Görene, altına yapmış izlenimi veren düşük bel pantolonlarla paytak paytak yürüyen, vücudunun büyük bölümü dövmeli bu delikanlılar, giydikleriyle su-i misal olup gören gözleri harama alıştırıyorlar. Artık yadırgamıyor gözlerimiz… İlk gördüğümüzde verdiğimiz tepkiyi vermiyoruz. Bu absürt tablo zamanla normalleşiyor ve biz maalesef alışıyoruz. Peki bu tablo nasıl oluştu hiç düşündük mü? Acizane bazı tahminlerde bulunacağım. Bakalım siz de benim tahminlerime katılacak mısınız? Mesela bu delikanlılar, hocalar sadece kadınların dini hayatıyla meşgul olduğu, erkekleri ihmal ettiği için üremiş olabilirler mi? Erkek hocalarımız, kadınlara mahsus özel hallerden tutun da tesettürüne, oturmasına, kalkmasına varıncaya kadar her hareketine fetva üretirken, hemcinslerini unuttukları için çoğalmış olabilirler mi bu gençler? “Kadının tesettürü nasıl olmalı? İç kıyafet, dış kıyafet ayırımı var mı? Etek boyu ne olmalı? Çarşaf mı, pardösü mü, kap mı? Kaşlarını, bıyıklarını aldırabilir mi? Topuzun yüksekliği ne kadar olursa deve hörgücüne benzer? Kadın lazer epilasyon yaptırabilir mi? Ses tonu hangi yükseklikte olursa şehvete sebep olur? Hangi tonda konuşmalıdır? Kadın sokakta sakız çiğneyebilir mi? Dondurma yerse erkekler nasıl anlar? Kadının ayak bileği, nasıl tahrik eder? Kadının gülümsemesi ne anlama gelir? Topuklu ayakkabıdan ses çıkarsa bu kadına kötü kadın diyebilir miyiz? Kadın erkeğinin neresinde yürümeli? Yanında yürürse edepsiz kadın olur mu? Eşi yatağa çağırınca gelmeyen kadın nasıl lanetlidir? Allah’tan sonra eşine secde etmeyen kadın insan mıdır? Kadın çalışabilir mi? İş yerinde nasıl durmalı? Bir kadın hangi mesleklerde çalışabilir? Sokakta yürürken bakışları nasıl olmalı? Eğilip doğrulmasında bir sakınca var mı? Kadın bisiklete binebilir mi? Kadın denize girebilir mi? Giydiği haşema hangi renk olmalı? Erkeğin kavvam olduğu bir evde kadının söz hakkı var mıdır? Ev işleri kadının asli görevi mi yoksa lütfen mi yapıyor? Kadın çocuğunu ne kadar emzirmeli? İki yıldan önce sütten kesse günahkâr olur mu? Doğumu erkek doktor yaptırabilir mi? Kadın gece saat kaçtan sonra dışarı çıkamaz? Eve kimleri alabilir? Kocasından izinsiz eve bir komşusunu alsa günahkâr olur mu? Kadın kaynanasına bakmasa günahkâr olur mu? Adetliyken cinsel ilişkiye zorlanan bir kadının günahı nedir? Nafile oruçta eşi orucunu bozdurabilir mi?” Vs. vs... Kadınlara mahsus hallerle alâkalı çok fetva var da ben edeben yazmadım. Peki bu fetvalar nasıl ortaya çıkmış? Bu konularla alakalı sorular sorulmuş ki sorulara cevap niteliğinde fetvalar da oluşturulmuş. Fetva hattında çalıştığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu soruları kadınlardan çok erkekler soruyor bize. Niye? Çünkü hep kadını düzeltme çabası içinde erkekler... Bir defa da oturup düşünmüyorlar ki, acaba bende de bir sıkıntı var mı? Ben düzelirsem kadın da düzelir mi? Hani ne kaybederim bir kez denesem? Neredee… Öyle eminler ki; bütün problemler kesinlikle kadın bozuk olduğu için çıkıyor. Dikkat ettiyseniz yukarıdaki soruların hepsine dair bir fetva var. Sağ olsunlar, erkek hocalarımız sorulan sorulara tek tek fetva vermişler. Ama lütfen şu soruları da gündemlerine alsınlar: “Erkeğin tesettürü nasıl olmalı? Giydiği pantolonun darlığı hangi seviyede olursa harama girer? Şort boyu kaç santim olmalı? Dizleri yırtık kotlar tesettüre uygun mudur? Erkek kaşlarını aldırabilir mi? Kulağına küpe takan erkek, kadın hükmünde midir? Piercing nereye takılırsa haramdır? Burundaki piercing ile kaştaki piercing arasında fark var mıdır? Bir erkek vücuduna lazer epilasyon yaptırabilir mi? Saçlarını ne kadar uzatırsa kadına benzer? Sakalı moda diye uzatan bir delikanlı sünnet sevabı alabilir mi? Bir erkek eşiyle hangi ses tonunda konuşmalı? İş yerindeki bayan arkadaşlarına “hanımefendi”, eşine “şişşşt” diye hitap eden bir erkek günahkâr olur mu? Bir erkeğin iş yerindeki bayanlarla münasebeti nasıl olmalıdır? Ses tonu hangi tonda olursa harama sebep olur? Bir erkeğin yabancı bir kadınla konuşma kriteri var mıdır? Eşini akşama kadar rencide eden bir erkek, akşam yatağa çağırdığında gelmezse eşini dövme hakkına sahip midir? Bir erkek, çalışan eşi razı olmadığı halde eşinin maaşını yerse haram yemiş olur mu? Hem erkeğin hem de kadının çalıştığı bir evde, eve gelince mutfağa koşan kadına yardım etmeyip televizyon izleyen bir erkek, karısını beceriksizlikle suçlayıp boşayabilir mi? Bir erkek, sırf erkek olduğu için kadınlarla istediği gibi konuşabilir mi? Erkek denize girebilir mi? Şort giyebilir mi? Hastalandığında, erkek doktor varken kadın doktora gidebilir mi? Sırf erkek olduğu için istediği saatte dışarı çıkıp, istediği gibi davranabilir mi? Eşi adetliyken ilişkiye zorlayabilir mi?” Acilen erkek tesettürünün konuşulması ve bu konuda bir ilmihalin çıkarılması lazım. Senelerdir yapılan vaazlar sayesinde bütün kadınlar kadın ilmihalini ezberledi. Erkek hocalarımız sayesinde, erkekler de kadın ilmihalini ezberledi. Dikkat edin, vaaz konuları hep kadınlara hitap eder: “Saliha bir kadın nasıl olunur? Kadın eşini nasıl razı etmelidir? Cennet gibi bir yuva için kadın nasıl fedakârlık yapmalıdır? Çocuklarını nasıl terbiye etmelidir?” Bir Allah’ın kulu da çıkıp demiyor ki, bu yuva iki kişiden oluşuyor. Bu kadın, yuvası için bu kadar fedakârlıkta bulunacak da erkeğin eli armut mu toplayacak? Meslekten dolayı “Aile içi iletişim seminerleri” yaparız. Orada kadınlara iletişim tüyoları verdiğimizde, kadınlar “Hocam bunları biz zaten yapıyoruz. Bunları bir de kocalarımıza anlatsanız da onlar da yapsa ya…” derler. Ya da “Kadın hakları” ile alakalı bir vaaz verdiğimizde “Hocam biz haklarımızı zaten biliyoruz. Hakkımızı vermeyenlere anlatılsa ya bunlar!” derler. Acı bir tebessüm oturur yüzüme. Sadece susarım. Demem o ki, kadının tesettürüyle uğraşıldığı kadar erkeğin gözleriyle uğraşılmadıkça, kadının itaati ile uğraşıldığı kadar erkeğin nezaketiyle uğraşılmadıkça yaşanan sıkıntılar artarak devam edecektir vesselam.  
Ekleme Tarihi: 08 May 2025 - Thursday

Fe Eyne Tezhebün?

Müslüman; toplumda gördüğü aksaklıklara, yaşanan değişimlere, şahit olduğu çarpıklıklara kayıtsız kalmaz. “Ben iyi olayım da başkaları nasıl olursa olsun” demez. İslam’ın tek başına yaşanmayacağını bilir ve elinden geldiği kadar toplumdaki çarpıklıkları düzeltmeye, eksiklikleri tamamlamaya çalışır.

Sizin de dikkatinizi çekti mi bilmem; artık caddeler, kimliğini kaybetmiş, taklit ve özenti hastalığına müptela, beden çeperini kalınlaştırmış, ruhu meflûç erkeklerle dolu… Kulağında rengârenk küpelerle kaş aldırmada kadınlarla yarışan ve açık ara birinci olan bu delikanlılar uzaydan gelmiş olamaz. Giydikleri sarı, yeşil, pembe, kırmızı pantolon ve tişörtlerle düzene meydan okuduğunu iddia eden, bütün vücudunu saran tayttan farksız dar kotlarla bale yapan baletlere benzeyen bu erkekler maalesef evlerimize kadar girdiler. Görene, altına yapmış izlenimi veren düşük bel pantolonlarla paytak paytak yürüyen, vücudunun büyük bölümü dövmeli bu delikanlılar, giydikleriyle su-i misal olup gören gözleri harama alıştırıyorlar. Artık yadırgamıyor gözlerimiz… İlk gördüğümüzde verdiğimiz tepkiyi vermiyoruz. Bu absürt tablo zamanla normalleşiyor ve biz maalesef alışıyoruz.

Peki bu tablo nasıl oluştu hiç düşündük mü? Acizane bazı tahminlerde bulunacağım. Bakalım siz de benim tahminlerime katılacak mısınız?

Mesela bu delikanlılar, hocalar sadece kadınların dini hayatıyla meşgul olduğu, erkekleri ihmal ettiği için üremiş olabilirler mi? Erkek hocalarımız, kadınlara mahsus özel hallerden
tutun da tesettürüne, oturmasına, kalkmasına varıncaya kadar her hareketine fetva üretirken, hemcinslerini unuttukları için çoğalmış olabilirler mi bu gençler?

“Kadının tesettürü nasıl olmalı? İç kıyafet, dış kıyafet ayırımı var mı? Etek boyu ne olmalı? Çarşaf mı, pardösü mü, kap mı? Kaşlarını, bıyıklarını aldırabilir mi? Topuzun yüksekliği ne kadar olursa deve hörgücüne benzer? Kadın lazer epilasyon yaptırabilir mi? Ses tonu hangi yükseklikte olursa şehvete sebep olur? Hangi tonda konuşmalıdır? Kadın sokakta sakız çiğneyebilir mi? Dondurma yerse erkekler nasıl anlar? Kadının ayak bileği, nasıl tahrik eder? Kadının gülümsemesi ne anlama gelir? Topuklu ayakkabıdan ses çıkarsa bu kadına kötü kadın diyebilir miyiz? Kadın erkeğinin neresinde yürümeli? Yanında yürürse edepsiz kadın olur mu? Eşi yatağa çağırınca gelmeyen kadın nasıl lanetlidir? Allah’tan sonra eşine secde etmeyen kadın insan mıdır? Kadın çalışabilir mi? İş yerinde nasıl durmalı? Bir kadın hangi mesleklerde çalışabilir? Sokakta yürürken bakışları nasıl olmalı? Eğilip doğrulmasında bir sakınca var mı? Kadın bisiklete binebilir mi? Kadın denize girebilir mi? Giydiği haşema hangi renk olmalı? Erkeğin kavvam olduğu bir evde kadının söz hakkı var mıdır? Ev işleri kadının asli görevi mi yoksa lütfen mi yapıyor? Kadın çocuğunu ne kadar emzirmeli? İki yıldan önce sütten kesse günahkâr olur mu? Doğumu erkek doktor yaptırabilir mi? Kadın gece saat kaçtan sonra dışarı çıkamaz? Eve kimleri alabilir? Kocasından izinsiz eve bir komşusunu alsa günahkâr olur mu? Kadın kaynanasına bakmasa günahkâr olur mu? Adetliyken cinsel ilişkiye zorlanan bir kadının günahı nedir? Nafile oruçta eşi orucunu bozdurabilir mi?” Vs. vs... Kadınlara mahsus hallerle alâkalı çok fetva var da ben edeben yazmadım.

Peki bu fetvalar nasıl ortaya çıkmış? Bu konularla alakalı sorular sorulmuş ki sorulara cevap niteliğinde fetvalar da oluşturulmuş. Fetva hattında çalıştığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu soruları kadınlardan çok erkekler soruyor bize. Niye? Çünkü hep kadını düzeltme çabası içinde erkekler... Bir defa da oturup düşünmüyorlar ki, acaba bende de bir sıkıntı var mı? Ben düzelirsem kadın da düzelir mi? Hani ne kaybederim bir kez denesem? Neredee… Öyle eminler ki; bütün problemler kesinlikle kadın bozuk olduğu için çıkıyor.

Dikkat ettiyseniz yukarıdaki soruların hepsine dair bir fetva var. Sağ olsunlar, erkek hocalarımız sorulan sorulara tek tek fetva vermişler. Ama lütfen şu soruları da gündemlerine alsınlar:

“Erkeğin tesettürü nasıl olmalı? Giydiği pantolonun darlığı hangi seviyede olursa harama girer? Şort boyu kaç santim olmalı? Dizleri yırtık kotlar tesettüre uygun mudur? Erkek kaşlarını aldırabilir mi? Kulağına küpe takan erkek, kadın hükmünde midir? Piercing nereye takılırsa haramdır? Burundaki piercing ile kaştaki piercing arasında fark var mıdır? Bir erkek vücuduna lazer epilasyon yaptırabilir mi? Saçlarını ne kadar uzatırsa kadına benzer? Sakalı moda diye uzatan bir delikanlı sünnet sevabı alabilir mi? Bir erkek eşiyle hangi ses tonunda konuşmalı? İş yerindeki bayan arkadaşlarına “hanımefendi”, eşine “şişşşt” diye hitap eden bir erkek günahkâr olur mu? Bir erkeğin iş yerindeki bayanlarla münasebeti nasıl olmalıdır? Ses tonu hangi tonda olursa harama sebep olur? Bir erkeğin yabancı bir kadınla konuşma kriteri var mıdır? Eşini akşama kadar rencide eden bir erkek, akşam yatağa çağırdığında gelmezse eşini dövme hakkına sahip midir? Bir erkek, çalışan eşi razı olmadığı halde eşinin maaşını yerse haram yemiş olur mu? Hem erkeğin hem de kadının çalıştığı bir evde, eve gelince mutfağa koşan kadına yardım etmeyip televizyon izleyen bir erkek, karısını beceriksizlikle suçlayıp boşayabilir mi? Bir erkek, sırf erkek olduğu için kadınlarla istediği gibi konuşabilir mi? Erkek denize girebilir mi? Şort giyebilir mi? Hastalandığında, erkek doktor varken kadın doktora gidebilir mi? Sırf erkek olduğu için istediği saatte dışarı çıkıp, istediği gibi davranabilir mi? Eşi adetliyken ilişkiye zorlayabilir mi?” Acilen erkek tesettürünün konuşulması ve bu konuda bir ilmihalin çıkarılması lazım. Senelerdir yapılan vaazlar sayesinde bütün kadınlar kadın ilmihalini ezberledi. Erkek hocalarımız sayesinde, erkekler de kadın ilmihalini ezberledi. Dikkat edin, vaaz konuları hep kadınlara hitap eder: “Saliha bir kadın nasıl olunur? Kadın eşini nasıl razı etmelidir? Cennet gibi bir yuva için kadın nasıl fedakârlık yapmalıdır? Çocuklarını nasıl terbiye etmelidir?”

Bir Allah’ın kulu da çıkıp demiyor ki, bu yuva iki kişiden oluşuyor. Bu kadın, yuvası için bu kadar fedakârlıkta bulunacak da erkeğin eli armut mu toplayacak?

Meslekten dolayı “Aile içi iletişim seminerleri” yaparız. Orada kadınlara iletişim tüyoları verdiğimizde, kadınlar “Hocam bunları biz zaten yapıyoruz. Bunları bir de kocalarımıza anlatsanız da onlar da yapsa ya…” derler. Ya da “Kadın hakları” ile alakalı bir vaaz verdiğimizde “Hocam biz haklarımızı zaten biliyoruz. Hakkımızı vermeyenlere anlatılsa ya bunlar!” derler. Acı bir tebessüm oturur yüzüme. Sadece susarım.

Demem o ki, kadının tesettürüyle uğraşıldığı kadar erkeğin gözleriyle uğraşılmadıkça, kadının itaati ile uğraşıldığı kadar erkeğin nezaketiyle uğraşılmadıkça yaşanan sıkıntılar artarak devam edecektir vesselam.

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.