Isparta, siyasetin hızlı ilerlediği kadar basın alanında da önemli bir noktadadır. Şehirde kamuoyunu bilgilendiren, sorunları gündeme taşıyan ve mesleğini layıkıyla yapan çok sayıda basın mensubu bulunmaktadır. İşinin karşılığını emeğiyle kazanan, alın teriyle geçinen basın emekçilerine sözümüz yoktur; bu onların en doğal hakkıdır. Ancak ne yazık ki bu tablo herkes için geçerli değildir. Son zamanlarda, kendini “medyacı” olarak tanıtan bazı şahısların, esnaf ve kurumlara yönelik “önce vur, sonra para al” anlayışıyla hareket ettiğine dair ciddi iddialar duyulmaktadır. Bu tür yaklaşımlar ne basın ahlakıyla ne de gazetecilik etiğiyle bağdaşır. Basın; tehdit aracı değil, kamu yararına çalışan bir denetim mekanizmasıdır. Eleştiri, kişisel çıkar için değil; doğruyu, yanlışı ayırt etmek ve toplumu bilgilendirmek için yapılır. Aksi halde yapılan iş gazetecilik değil, itibar zedelemektir. Öte yandan şunu da açıkça ifade etmek gerekir ki; Isparta’da gerçek anlamda gazetecilik yapan, sahada olan, kenti için çalışan çok sayıda basın mensubu vardır. Bu insanlar herhangi bir cemiyet ya da tabela altında olmasa da, yıllardır Isparta’nın sesi olmayı sürdürmektedir. Son söz olarak şunu belirtmek isterim: Isparta’da gazetecilik sadece bir cemiyet adı altında yapılan bir iş değildir. O cemiyetlerin dışında kalan ama onlardan çok daha fazla emek veren, üreten ve Isparta için çalışan gazeteciler vardır. Gerçek basın, tabelayla değil; emekle, dürüstlükle ve cesaretle yapılır.