Çocuklarımızın Can Güvenliği İhale Masalarına Sığdırılamaz!
Çocuklarımızın Can Güvenliği İhale Masalarına Sığdırılamaz!
Eğitim-İş Sendikası, Isparta’da öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek kentte oluşan kamuoyuna destek verdi. Depreme dayanıksız çıkan okullar, eğitimde liyakat eksikliği ve denetimsizlik konularında güçlü bir duruş sergileyen Eğitim-İş Isparta Şubesi, “Isparta sahipsiz değil, biz buradayız” mesajı verdi.
Eğitim-İş Sendikası, Isparta’da öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek kentte oluşan kamuoyuna destek verdi. Depreme dayanıksız çıkan okullar, eğitimde liyakat eksikliği ve denetimsizlik konularında güçlü bir duruş sergileyen Eğitim-İş Isparta Şubesi, “Isparta sahipsiz değil, biz buradayız” mesajı verdi.
Sendika temsilcileri, çocukların can güvenliğinin ihale masalarına sığdırılamayacağını vurgulayarak, tüm sürecin şeffaflıkla yürütülmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, depreme dayanıksız okulların derhal yeniden yapılması, ihmali bulunanların ise yargı önünde hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.
Eğitim-İş Isparta Şubesi tarafından yapılan açıklamada, ''Türkiye, yalnızca 2,5 yıl önce Kahramanmaraş merkezli büyük depremde 50 bini aşkın yurttaşını yitirdi. Hatay’dan Adıyaman’a, Malatya’dan Antep’e kadar on binlerce insanımızın canı, rant uğruna göz ardı edilen denetimsizlikler ve çürük binalar nedeniyle toprağa düştü. Bu acı hâlâ tazeyken, bugün Isparta’da karşı karşıya kaldığımız tablo; yaşamı değil rantı merkezine koyan, yandaşlığı ve çıkar ilişkilerini esas alan siyasi iktidarın ve temsilcilerinin eseridir.
2018–2022 yılları arasında güçlendirme çalışmaları yapıldığı belirtilen 61 okul, Milli Eğitim Bakanlığı’nın talebiyle üniversiteler tarafından yeniden incelenmiştir. Sonuç ürkütücüdür. Geçtiğimiz yıl 2, bu yıl ise 9 okulun depreme dayanıksız olduğu tespit edilmiştir.
Okulların büyük kısmında, projelerde yer alan perde betonların temelle bağlantısı yapılmamış; perde betonlar toprağa kadar örülerek binaların üzerine ek yük bindirilmiştir.
Yıllar boyunca öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bu binalarda eğitim öğretime devam etmiştir.
Soruyoruz: Güçlendirme adı altında milyonlarca lira harcanan bu binalar güçlenmediyse, kimler güçlendi?
İncelemeler göstermektedir ki, denetimlerde sürekli aynı üç kişi görev almış, ihalelerin önemli bir kısmı da aynı aile şirketlerinin eline bırakılmıştır. Yani ortada tesadüf değil, göz göre göre işleyen bir yandaşlık ve çıkar zinciri vardır. Bu ülkede liyakat bitirilmiş, kamu kaynakları belli çevrelere peşkeş çekilmiş, denetim adı altında imza atıp göz yumanlar çocuklarımızın hayatını hiçe saymıştır. Adı “ihale” ama şeffaflık yok; adı “denetim” ama gerçek bir kontrol yok; adı “güçlendirme” ama sonuç ortada: çürük binalar.
Mart 2022’de Isparta İl Milli Eğitim Müdürlüğü, gelen şikayetler üzerine İl Özel İdaresi’ne yazı yazarak okulların yeniden denetlenmesini istemiştir. Ancak bu yazı sümen altı edilmiş, 2024’e kadar hiçbir işlem yapılmamıştır. Çocuklarımızın ve eğitim emekçilerimizin hayatı, masa çekmecelerinde bekletilen dosyalarla hiçe sayılmıştır.
Bugün Isparta’da 9 okulun kapatılması nedeniyle öğrenciler başka binalara taşınmak zorunda kalmıştır. Örneğin, 29 derslikli Naşide Halil Gelendost İlkokulu, 26 derslikli Hızırbey Ortaokulu’na taşınmıştır.7 şube açılması planlanan 1. sınıflar 5 şubeye düşürülmüş, sınıf mevcutları 45’e çıkmıştır. İki öğretmen arkadaşımız sınıf alamamış, norm fazlası da olmadıkları halde mağdur edilmiştir. Gülkent Anadolu Lisesi, Atatürk Ortaokuluna taşınmış ve bu ortaokuldaki 3 anasınıfı kapatılmıştır.
Yaşar Ulucan İmam Hatip Ortaokulu Kız İmam Hatip binasına taşınmış bu taşınmayla bu binada dört tane okul olmuştur. Eğitim-öğretim yılı, daha ilk günden kaos ile başlamıştır.
Güçlendirme yapıldığı söylenen okullar bile birkaç yıl içinde çürük çıkıyorsa, ülkenin dört bir yanında sessiz sedasız duran diğer okulların durumu nedir? Bu ülkede insanlar artık neye güvenecek? Her gün biraz daha yok edilen liyakat, hukuksuzluk, adaletsizlik ve yandaşlık ilişkileri yüzünden yurttaşların güven duyabileceği tek bir kurum bile bırakılmamıştır. Şahsım devlet” anlayışı, devletin bütün denetim mekanizmalarını felç etmiş; en güvenilir olması gereken okullar bile ihmal ve çıkar ilişkilerinin kurbanı olmuştur.
Bugün ortaya çıkan tabloyu sadece teknik bir hata ya da denetim eksikliğiyle açıklayamayız. Sorumlu olan, bu düzeni kuran anlayıştır. Öldüren bina değildir; o binayı, o denetimsizliği, o yandaşlığı inşa eden düzendir.
Çağrımız
Eğitim kurumları, bir ülkenin en güvenli yapıları olmak zorundadır. Bizler, çocuklarımızı okula gönderirken içimizin rahat etmesini istiyoruz. Bunun için:
1. Güçlendirme adı altında yapılan tüm ihaleler şeffaf biçimde kamuoyuna açıklanmalıdır.
2. İhmali olan denetçiler ve müteahhitler hakkında derhal adli ve idari soruşturmalar başlatılmalıdır.
3. Dayanıksız çıkan tüm okullar acilen yeniden inşa edilmeli; öğrencilerimizin eğitim hakkı daha fazla sekteye uğratılmamalıdır.
Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin hayatı, kâr hırsına, siyasi ilişkiler ağına ve denetimsizliğe teslim edilemez. Maraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya’da yaşanan büyük acıyı unutmadık; Isparta’daki tabloya da sessiz kalmayacağız. Çocuklarımızın canı ranttan değerlidir. Eğitim hakkı, yaşam hakkıyla birlikte savunulacaktır.'' ifadelerine yer verildi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.