Sav Kasabası’nın Tarihi 547 Yıl Önceye Dayanıyor
Sav Kasabası’nın Tarihi 547 Yıl Önceye Dayanıyor
Isparta’nın merkeze bağlı Sav Kasabası, tarihî kayıtlarla 15. yüzyıla kadar uzanan önemli bir yerleşim birimi olarak dikkat çekiyor. Devlet Arşivleri’nde yer alan tapu tahrir defterlerine göre, Sav 1478 yılında 192 hane ile Eğirdir kazasına bağlı bir köy olarak kaydedilmiş. Daha sonraki yıllarda Isparta kazasına bağlı olarak adı geçmeye devam etmiş.
Isparta’nın merkeze bağlı Sav Kasabası, tarihî kayıtlarla 15. yüzyıla kadar uzanan önemli bir yerleşim birimi olarak dikkat çekiyor. Devlet Arşivleri’nde yer alan tapu tahrir defterlerine göre, Sav 1478 yılında 192 hane ile Eğirdir kazasına bağlı bir köy olarak kaydedilmiş. Daha sonraki yıllarda Isparta kazasına bağlı olarak adı geçmeye devam etmiş.
Araştırmacı Bekir Manav, Sav adının kökenine dair yaptığı incelemede, orta Türkçe’de “söz, haber, anlatı” anlamına gelen “sav” kelimesiyle bağlantılı olabileceğini belirtti. Manav, kasabanın adının muhtemelen Hızırnâme adlı eserde bahsedilen “ Sav Doğan” adlı önemli bir şahsiyetten geldiğini ifade etti.
Bekir Manav, araştırma sonucunu şu ifadelerle paylaştı: '' Sav Kasabası günümüzde Isparta merkeze bağlı olan önemli bir yerleşim birimimizdir. Bu kasabamızın adının tarihi hakkında bilimsel veriler maalesef mevcut değildir. Sav’ın tarihi ve eski bir yerleşim yeri iken adının menşei hakkında neler söylenilebilir bunları hemşehrilerimizle paylaşmak istiyorum.
Sav adına ilk kez 1478 tarihli Devlet Arşivleri’nde yer alan 30 numaralı tapu tahrir Defteri’nde rastlıyoruz. Daha sonra 1481 – 1502 yılları arasında hazırlanmış olan tapu tahrir defterinde 192 hane ile Eğirdir kazâsına bağlı Karye-i Sav olarak adı geçiyor. Bu tarihten sonra da her dönem Isparta Kazâsına bağlı Sav Karyesi (Köyü) olarak adını görüyoruz.
Yâni Sav bir dönem Eğirdir’e bağlı kalabalık bir köy olarak kaydedilmiştir.
Hani belki güncel düşünerek “ Sav nasıl Eğirdir’e bağlı olabilir? Sav neresi Eğirdir neresi?” Gibi aklınıza gelebilir.
Sav’ın Eğirdir’e bağlı olduğu 2.Bayezit Dönemi’ne ait olan bu kayıtlarda sadece Sav değil bugünkü Yakaören (İlavus) yani o zaman ki yazılış adıyla LAVES karyesi, bugünkü Yalvaç Tokmacık Köyü de olmak üzere yaklaşık 50 tane karye Eğirdir’e bağlıydı. Bu tarihten yaklaşık seksen sene sonra hazırlanan mensühat defterinde Isparta nahiye olarak kaydedilmiştir.
Demek istediğim şu ki çoğumuz bugünle mukayese ederek bugünkü idari sistemle ŞEHİR-İLÇE-KASABA-KÖY şeklinde bir taksimatı aklına getiriyor. Bahsettiğimiz yıl Eğirdir’in Isparta’ya nazaran, Hamidoğulları Beyliği’nin başkentliğini yaptığı yıldan daha bir asır geçmemiş, gelişmiş, kültürde, inançta, ticarette, sanayide önemli bir merkez olduğu dönemdir.
Buradaki önemli olan bilgi şu ki o dönemde Eğirdir’e bağlı olan bölgemizdeki en kalabalık köy Sav’dır. 192 hane yani yaklaşık 1000 kişinin yaşadığı bir köydür ki bu sayıyı yakalayabilen bir köy o tarihlerde mevcut değildir.
Bu tarihlerden günümüze kadar tüm devlet kayıtlarında Sav adı mevcuttur. Yâni 1478 tarihinden geriye gidemiyoruz.
Bölgemizdeki köy isimleri, diğer köy adlarının analiziyle şu şekilde oluşmuştur.
1-Boy adı alan köyler (Kayı, Salur, Ayvalu (Yıvalu), Beğdili) gibi
2-Coğrafyadan adını alan köyler (Akçahisar, Balçıklu, Dere, Pambuklu) gibi
3-Aşiretten adını alan köyler (Çobanisa, Hacılar) gibi
4-Kişilerden adını alan köyler (Aliköy, Sevinç) gibi
Peki  Sav  adını nereden aldı, bu ad nereden gelmiş olabilir. Yukarıda bölgemizdeki köylerin isim aldığı kategorilerden  Sav  hangisinden olabilir.
Bunun için önce kelimelinin kökenine bakmalıyız.
 Sav  orta Türkçe döneminde konuşulan sâv ve sab olarak kullanılan bir sözcük olarak karşımıza çıkıyor.  Esas öz anlamı “söz, anlatı, hikâye” olarak tespit edilmiş. Eski Uygur Türkçesinde yine  sav  kelimesi kullanılmış ve haber, söz anlamını taşımıştır.
Uygur dönemi Prens Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesinde geçen örnek bir  sav  kelimesi şu mısralarda söz olarak kullanılmıştır.
“Ol ödün kanı kan bu ötüg  sav  eşidip nan kigin. Berü umadı, artinü buşulığ boltı.”
(O anda babası han bu rica sözlerini işitince hiç cevap veremedi son derece üzüldü.)
Yâni Sav öz Türkçe bir kelime olup, genel anlamda ismini aldığı bizim ilgilendiğimiz 1200-1500 arası dönem için haber, söz anlamını taşıyan bir kelimedir.
Yâni Sav, Akçahisar gibi coğrafyadan adını almamış, Kayı gibi boydan adını almamış, Hacılar gibi aşiretten adını almamış, peki isimden almış olabilir mi?  Sav  yani haber, söz anlamını yükleyen bir isim var mıdır?  Sav  diye isim mi olur?
Çünkü  Sav  diye hiçbir kişi adı tarihimizde bilinmez ama vardır üstelik Isparta'da. 
Hızırnâme adlı eseri yazan Eğirdir Zeynî Zâviyesi Şeyhi Mehmed Çelebi, mahlas olarak Muhiddin ve Dolu isimlerini kullandığı eserinde erenlerin büyük toplanışı ve Hacıbektaş’ın önderliğinde hazırlanan mânevi savaşın hazırlığını bahsettiği bir bölüm var. Metni aynen yazıyorum;
“Pîrî Halife, çok sayıdaki askerleriyle birlikte geliyor.
Şeyh Evhad, Şeyh Murad, Sureti Baba, Kara Dede, Palas Abdal, Işık Ahmed, Gülfel Baba, Zeynel Baba, Gök Seydi ve Burhan Baba hepsi bu toplanmaya katıldılar.
Barla’nın kapısında, Seyyid Gazi’nin dostu Mihter Gazi için yapılmış bir kitabe vardır; mezarı da oradadır.
Onun iki yoldaşı vardır: biri Peyk Gazi, diğeri Çırak Gazi’dir.
Her gece mumları yanar ve Barla’yı aydınlatır.
Süfyan Ece’nin geldiğini gördüm ve onunla birlikte güçlü bir adamın da yolda olduğunu fark ettim.
Ali, Manavgat’tan geldi.
Nure Sufi, askerleriyle birlikte geliyor; Kara Doğan Baba da geliyor o, denizlerin hâkimidir ve bir adada yaşar.
Menteşe diyarı çok yakındır, hemen yanınızdadır; alameti beyaz bir buluttur.
Hacı Dedem, Basri Dedem, Habib Hace, Azbi Işık, Emir Ahmed, Ömer Seydi, Işık Menteş, Osman Baba, Hasan Baba, Ali Seydi ve Abdal Musa hepsi geldiler.
Ali Şir Baba geldiğinde, Zekeriya Baba ve Halil Seydi de toplantıya katıldılar.
Ayrıca Halife Sultan,  Sav  Doğan, Sünüsıyan ve genç bir veli olan Sabri Gazi de geldiler.”
Son cümlede gördüğünüz üzere Şeyh Çelebi eserinde  SAV  DOĞAN adında birinden bahsediyor.
Hemen şunu belirtelim bu eser 1476 yılında Eğirdir’de, Eğirdir’de doğup büyüyen zeyniyye şeyhlerinden Muhammed Çelebi tarafından yazılmıştır.
Yukarıda gördüğünüz mısralarda Şeyh Evhad ölümü 1237, Eğirdir’de yaşamış Şeyh Murad 1300 ler, Eğirdir’de yaşamış Sureti Baba 1300 ler, Eğirdir’de yaşamış Palas Abdal, Senirkent’de türbesi olan Zekeriya Baba 1300 ler, Halife Sultan gibi isimler bölgemizde 12 ve 13.yüzyılda yaşamış tarihleri az çok bilinen şahsiyetlerdendir.  SAV  DOĞAN’ı da bu grupta sayınca bu kişinin yine Eğirdir-Isparta üçgeninde yaşayan ulu erenlerden önemli kişilerden biri olduğu anlamını çok rahat çıkarabiliriz. Çünkü şeyhin yazdığı eserdeki kişilerin hepsi mâneviyat anlamında belli derecede oldukları kabul edilen kişilerden oluşuyor. Yâni bölgenin kanaat önderlerini saymış. Bu saydığı isimler sıradan isimler değil ve kendisinden bir, bir buçuk asır öncesi yaşamış kişileri yazmış. 
Buradan da  SAV  DOĞAN’ın diğer misallerde olduğu gibi eserin yazıldığı tarihten bir bir buçuk asır öncesi vefat etmiş ve önemli bir isim olduğunu düşündürüyor.
Değerli hemşehrilerim Sav’ın kurulduğu tarih 1200-1300 lü yıllardır. Öncesi kurulma ihtimali hiç yoktur çünkü bölge 1204 yılında fethedildi.
 Sav  stratejik bir konumdadır. Davraz Dağı etekleriyle ovanın birleşiminde Isparta’nın doğusundadır. Sav’ı Türkler kurdu ve Davraz’a ilk yerleşen Türkmenlerdi. Devlet arşivlerinde 15.yüzyıl aşiretlerin yazıldığı 1481 yılı, 1502 ve sonrasındaki 1521-1530 tahrirlerinde  Davraz’da adı geçen aşiretler yani yörükler şunlardır:
1-Hacılar Yörükleri
2-Çobanisa Yörükleri
3-Bohılu Yörükleri
Yani Davraz’a yerleşen sadece 3 aşiret vardır. Biz Hacılar ve Çobanisa yörüklerinin bugünkü yerleştiği yerleri zaten günümüzde de adını taşıdığı için biliyoruz. Sadece Bohılu Yörükleri’ni bilmiyoruz. Sav’ı kuranlar Bohılu Yörükleri olamaz çünkü  Sav  bir karye iken yani oluşmuş iken Bohılu Yörükleri’nin kaydı yoktu sonradan geldiler. Yani  Sav  daha eski ve Davraz’a gelen yörüklerin kurduğu bir köy değildir.  Sav  ilk yerleşen Türkmenlerdendir. Daha da açalım Hacılar, Çobanisa yokken  Sav  var idi.
Hızırnâme eserinde geçen Sav Doğan’ın dönemi Sav’ın kuruluş yıllarına denk gelmektedir. Sav Doğan’ın Savlı değil, Sav’ın adını aldığı şahsiyet olması daha mânidardır ki şayet aslında Sav vardı da bu Doğan’ın adı oradan gelmiş olsaydı SAV DOĞAN değil SAVLI DOĞAN denirdi. Ama açık bir şekilde bu kişi SAV DOĞAN olarak belirtilmiş ve erenler içinde Hızırnâmede diğer Ispartalılarla beraber yazılmış.
Evet varmaya çalıştığım yer bugünkü Sav’ın adının bu hahsi geçen SAV DOĞAN’dan almış olduğudur. Tabi bu böyleyse ilk akla gelen o SAV DOĞAN’ın kabri nerede?
Çünkü böylesine önemli kişilerin mezarları türbe, yatır, eren yeri, erenler, dede gibi genelde dağ eteklerinde saygıyla korunmuş olması gerekir.
Bölgemizde hemen hemen her köy dönemdeki salgın hastalıklar sebebiyle yer değiştirmiştir. Sav kasabamızda coğrafyayı gezmedim ve bilmiyorum, böyle bir değişim oldu mu olmadı mı bilmiyorum. Şayet olduysa ki bu mezarlıklardan az çok belli olur o zaman bu tarz önemli kişilerin mezarlarını dağ eteklerinde aramak daha mantıklı olacaktır.
SAV DOĞAN hakkında bildiğimiz tek şey bir Türk adı ve Türkçe adı olduğudur. En azından şimdilik.
Değerli hemşehrilerim Sav’ın elimizdeki resmi kaydı 547 sene öncesine aittir. Yâni Fatih Sultan Mehmed dönemi ki bölge daha yeni sayılabilecek Osmanlı idaresine geçtiği dönemdir. Bu kayıtların ortaya çıkması daha 40 sene olmadı yani yenidir.
Eli öpülesi dedelerimizden, nenelerimizden duyduğumuz yakın tarihi bilgilerdir.
Günümüzdeki Savlı hemşehrilerimiz 547 sene öncesi tarihle günümüzdeki bağlarını kurmaları mümkün değildir. Zira Sav çok hareketli ve devamlı göç almış önemli bir yerleşke olmuştur. Balkanlarda kaybedilen topraklarımız neticesinde Sav’a oradaki bazı soydaşlarımız Konya Vilayet merkezinden dağıtılarak iskân edilmiştir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.





 
                                
 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                
 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                 
                                                