Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Yanan Sadece Ormanlar mı?

Isparta (Web Sitesi) - Web Sitesi | 28.07.2025 - 13:22, Güncelleme: 28.07.2025 - 13:29
 

Yanan Sadece Ormanlar mı?

Akademisyen/Sosyolog Ahmet Aydın: Yanan Sadece Ormanlar mı?

Son zamanlarda çıkan orman yangınlarının sosyolojik olarak toplumsal yapıya etkisi yadsınamaz derecede önemlidir. Meydana gelen yangınlardan sadece ormanlar ve bitki örtüsü etkilenmemektedir. Herhangibir yangın meydana geldiği zaman, öncelikle yangının kendisi, yangın anında yangın alanında yapılan işler, yangından etkilenenlerin, ağaçların, insanların ve hayvanların durumu, toplumun yangınlara bakışı, yerel ve ulusal medyanın yangını ele alma biçimi değerlendirilip tartışılmalıdır. Bununla birlikte esas üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birisi yangınların arka planına yönelik değelendirmeler olmalıdır. Orman yangınlarının çıkış nedenlerine bakıldığı zaman; son yılların en sıcak yaz aylarının yaşanıyor olması, orman yangınlarının, küresel iklim krizi sonucunda ortaya çıktığı düşüncesini öncelemektedir. İkinci olarak, ormanlarla bölgede yaşayan insanlar arasındaki ilişkiler görülmektedir. Özellikle orman köylülerinin yaşam biçimi değişti, keçi sürüleri azalmaya başladı, kırsalda yoksulluk arttıkça köylüler, şehirlere göç ederek buralarda işçileşmeye başladılar. Kentlerin cazibe merkezi haline gelmesi, sosyal yapıdaki farkındalık algısı, sosyal medyanın etkisiyle, köyde yaşayan özellikle genç nüfusun şehirde yaşayalım da, isterse asgari ücretle çalışabileceği bir iş olsun düşüncesiyle yaşadığı köyünü bırakıp şehirlere göç etmesi neticesinde, köy nüfusunda ciddi düşüşler yaşandı. Köylerde sadece küçükbaş hayvancılığının değil, ziraatçılığında ciddi oranda azalması, tarlaların ekilip dikilmesini önemli ölçüde etkiledi, sürülmeyen alanlardaki bitki örtüsü orman yangınlarını tetikledi.  Köylerde yaşayan insanların yaş ortalaması arttı, yaşlanan köylüler ormanlara sahip çıkamaz hâle geldiler.Toplumsal yapıda ki, bu değişim ve dönüşüm, ormanların bakımının aksamasına sebep olmakta, bu da orman yangınlarının çıkma ihtimalini arttırmaktadır. Üçüncü olarakta, yeni liberal politikalarla ormandan kâr elde etme düşüncesi, ormanın bulduğu bölgelerden yeni yerleşim alanları açılması, hırslı madencilik anlayışının ormansızlaşmaya neden olmasıdır. Bu durumda yangının etkilerini ekososyal bir kriz olarak derinleştirmektedir. Her yıl orman yangınlarından sonra gündeme gelen en önemli konu, ormanların yeni yerleşim yerleri açabilmek için bilinçli bir şekilde yakıldığı, bir takım şirketlere rant sağlamaya yönelik yangınların çıkarıldığı söylentileridir. Yangınların çıkarılma amacı her ne olursa olsun, ülkemizde meydana gelen orman yangınlarının en önemli sebebi insan unsurundan kaynaklandığı görülmektedir. İnsanoğlu ister bilerek isterse bilgisizliği nedeniyle yapmış olduğu eylemlerle can damarları olan orman alanlarının yanmasına neden olmaktadır.  Toplumsal hayat içerisinde yaşayan insanlar olarak, yangınları söndürmede yetersiz kalabiliriz, fakat gerekli önlemleri alarak yangın çıkmamasına neden olabiliriz. En önemli sorumlulukta budur zaten. Yakmazsak, söndürmek için mücadele etmemize de gerek kalmaz... Yangınlarla mücadele etmenin en kolay, en masrafsız ve can kaybı yaşanmadan kurtulmanın yolu, hiç orman yangınının çıkmamasıdır. Bunun yoluda toplumu oluşturan insanların eğitilmesidir. #farkındalık oluşturmak için anaokulundan başlayıp üniversiteye varana kadar tüm eğitim kademelerinde çocukların orman yangınlarına duyarlılığını artırmak için eğitimler yapılmalıdır. Yerel ve ulusal basında yangınlara karşı duyarlılığı artıracak metin ve görsellere yer verilmelidir. Ebeveynlerin özellikle çevreye çöp bırakmaması, sigara izmariti atmaması ve bilinçsizce mangal ateşi yakmaması konusunda çocuklara rol model olmaları gerekiyor. Bununla birlikte yöneticilerin orman alanlarını korumak adına her türlü önlemi almaları, kuralları ihmal edenleri de, yasaların el verdiği ölçüde cezalandırmaları gerekmektedir.  Alınabilecek her türlü tedbirlerle birlikte, esas üzerinde durulması ve önem verilmesi gereken konu, bireysel bilinçlenme ve toplumsal farkındalık şuurunun oluşturulmasıdır. Bireysel anlamdaki ahlakın, toplumsal bir etiğe dönüşmesi gerekiyor; Araçlardan şuursuzca atılan sigara izmaritleri... Önlem alınmadan yakılan piknik ateşleri... Temizlik imandandır anlayışına sahip bir dinin mensupları olarak, maalesef çevreye atılan çöpler... Park ve piknik alanlarının insana yakışır bir şekilde kullanılmaması... Hazır su kullanımıyla birlikte artan plastik şişelerin bilinçsizce etrafa bırakılması... Vurdumduymaz ailelerin yetiştirdiği sorumsuz ve sorunlu çocuklar.... Sadece akademik eğitime önem verildiği, âdab-ı muaşeretten yoksun bir eğitim sistemi... Çocuklara güzel rol model olmayı beceremeyen bir anne -baba figürü... Görgü kurallarından yoksun sözde eğitimcilerin varlığı... Mesleğinin liyakatına sahip olmayan yöneticilerin varlığı... Şehirlerin üst yapısına yapılan yatırımın, insani değerlere yapılmaması... Kentleri cazibe merkezi haline getirirken, köylerin ihmal edilmesi... Önceden tedbir almak yerine, yangını söndürmek için verilen, maddi ve manevi kayıplar... Zamanında bir keçi inadıyla, ormanlık alanların keçilerden uzaklaştırılması... Çalılarını Keçilere yedirmemek için verilen, onca mücadelenin sonunda ormanların yok olması... Bu listeye yeni eksiklikler ekleyerek listeyi çoğaltabiliriz. Ormanın ve Keçi'nin kıymetini anlamak için orman şehitleri mi vermek gerekiyor? Tüm bunlara gerek kalmadan, önemli olan herkesin üzerine düşen görevi meslek ahlakı içerisinde yerine getirmesidir. Yangınlar bir şekilde söner, fakat geride bıraktığı yürek yangınını söndürmek ise zordur. Farkındalık oluşturamadığımız müddetçe, insanoğlunun eliyle yaktığı ormanı, göz yaşlarıyla söndürmesi mümkün olmayacaktır...
Akademisyen/Sosyolog Ahmet Aydın: Yanan Sadece Ormanlar mı?

Son zamanlarda çıkan orman yangınlarının sosyolojik olarak toplumsal yapıya etkisi yadsınamaz derecede önemlidir.

Meydana gelen yangınlardan sadece ormanlar ve bitki örtüsü etkilenmemektedir. Herhangibir yangın meydana geldiği zaman, öncelikle yangının kendisi, yangın anında yangın alanında yapılan işler, yangından etkilenenlerin, ağaçların, insanların ve hayvanların durumu, toplumun yangınlara bakışı, yerel ve ulusal medyanın yangını ele alma biçimi değerlendirilip tartışılmalıdır.
Bununla birlikte esas üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birisi yangınların arka planına yönelik değelendirmeler olmalıdır. Orman yangınlarının çıkış nedenlerine bakıldığı zaman; son yılların en sıcak yaz aylarının yaşanıyor olması, orman yangınlarının, küresel iklim krizi sonucunda ortaya çıktığı düşüncesini öncelemektedir. İkinci olarak, ormanlarla bölgede yaşayan insanlar arasındaki ilişkiler görülmektedir. Özellikle orman köylülerinin yaşam biçimi değişti, keçi sürüleri azalmaya başladı, kırsalda yoksulluk arttıkça köylüler, şehirlere göç ederek buralarda işçileşmeye başladılar. Kentlerin cazibe merkezi haline gelmesi, sosyal yapıdaki farkındalık algısı, sosyal medyanın etkisiyle, köyde yaşayan özellikle genç nüfusun şehirde yaşayalım da, isterse asgari ücretle çalışabileceği bir iş olsun düşüncesiyle yaşadığı köyünü bırakıp şehirlere göç etmesi neticesinde, köy nüfusunda ciddi düşüşler yaşandı.

Köylerde sadece küçükbaş hayvancılığının değil, ziraatçılığında ciddi oranda azalması, tarlaların ekilip dikilmesini önemli ölçüde etkiledi, sürülmeyen alanlardaki bitki örtüsü orman yangınlarını tetikledi. 

Köylerde yaşayan insanların yaş ortalaması arttı, yaşlanan köylüler ormanlara sahip çıkamaz hâle geldiler.Toplumsal yapıda ki, bu değişim ve dönüşüm, ormanların bakımının aksamasına sebep olmakta, bu da orman yangınlarının çıkma ihtimalini arttırmaktadır.

Üçüncü olarakta, yeni liberal politikalarla ormandan kâr elde etme düşüncesi, ormanın bulduğu bölgelerden yeni yerleşim alanları açılması, hırslı madencilik anlayışının ormansızlaşmaya neden olmasıdır. Bu durumda yangının etkilerini ekososyal bir kriz olarak derinleştirmektedir. Her yıl orman yangınlarından sonra gündeme gelen en önemli konu, ormanların yeni yerleşim yerleri açabilmek için bilinçli bir şekilde yakıldığı, bir takım şirketlere rant sağlamaya yönelik yangınların çıkarıldığı söylentileridir.

Yangınların çıkarılma amacı her ne olursa olsun, ülkemizde meydana gelen orman yangınlarının en önemli sebebi insan unsurundan kaynaklandığı görülmektedir. İnsanoğlu ister bilerek isterse bilgisizliği nedeniyle yapmış olduğu eylemlerle can damarları olan orman alanlarının yanmasına neden olmaktadır. 

Toplumsal hayat içerisinde yaşayan insanlar olarak, yangınları söndürmede yetersiz kalabiliriz, fakat gerekli önlemleri alarak yangın çıkmamasına neden olabiliriz. En önemli sorumlulukta budur zaten. Yakmazsak, söndürmek için mücadele etmemize de gerek kalmaz...

Yangınlarla mücadele etmenin en kolay, en masrafsız ve can kaybı yaşanmadan kurtulmanın yolu, hiç orman yangınının çıkmamasıdır. Bunun yoluda toplumu oluşturan insanların eğitilmesidir. #farkındalık oluşturmak için anaokulundan başlayıp üniversiteye varana kadar tüm eğitim kademelerinde çocukların orman yangınlarına duyarlılığını artırmak için eğitimler yapılmalıdır. Yerel ve ulusal basında yangınlara karşı duyarlılığı artıracak metin ve görsellere yer verilmelidir. Ebeveynlerin özellikle çevreye çöp bırakmaması, sigara izmariti atmaması ve bilinçsizce mangal ateşi yakmaması konusunda çocuklara rol model olmaları gerekiyor. Bununla birlikte yöneticilerin orman alanlarını korumak adına her türlü önlemi almaları, kuralları ihmal edenleri de, yasaların el verdiği ölçüde cezalandırmaları gerekmektedir. 

Alınabilecek her türlü tedbirlerle birlikte, esas üzerinde durulması ve önem verilmesi gereken konu, bireysel bilinçlenme ve toplumsal farkındalık şuurunun oluşturulmasıdır. Bireysel anlamdaki ahlakın, toplumsal bir etiğe dönüşmesi gerekiyor;

Araçlardan şuursuzca atılan sigara izmaritleri...
Önlem alınmadan yakılan piknik ateşleri...
Temizlik imandandır anlayışına sahip bir dinin mensupları olarak, maalesef çevreye atılan çöpler...
Park ve piknik alanlarının insana yakışır bir şekilde kullanılmaması...
Hazır su kullanımıyla birlikte artan plastik şişelerin bilinçsizce etrafa bırakılması...
Vurdumduymaz ailelerin yetiştirdiği sorumsuz ve sorunlu çocuklar....
Sadece akademik eğitime önem verildiği, âdab-ı muaşeretten yoksun bir eğitim sistemi...
Çocuklara güzel rol model olmayı beceremeyen bir anne -baba figürü...

Görgü kurallarından yoksun sözde eğitimcilerin varlığı...
Mesleğinin liyakatına sahip olmayan yöneticilerin varlığı...
Şehirlerin üst yapısına yapılan yatırımın, insani değerlere yapılmaması...
Kentleri cazibe merkezi haline getirirken, köylerin ihmal edilmesi...
Önceden tedbir almak yerine, yangını söndürmek için verilen, maddi ve manevi kayıplar...
Zamanında bir keçi inadıyla, ormanlık alanların keçilerden uzaklaştırılması...
Çalılarını Keçilere yedirmemek için verilen, onca mücadelenin sonunda ormanların yok olması...

Bu listeye yeni eksiklikler ekleyerek listeyi çoğaltabiliriz. Ormanın ve Keçi'nin kıymetini anlamak için orman şehitleri mi vermek gerekiyor? Tüm bunlara gerek kalmadan, önemli olan herkesin üzerine düşen görevi meslek ahlakı içerisinde yerine getirmesidir. Yangınlar bir şekilde söner, fakat geride bıraktığı yürek yangınını söndürmek ise zordur.

Farkındalık oluşturamadığımız müddetçe, insanoğlunun eliyle yaktığı ormanı, göz yaşlarıyla söndürmesi mümkün olmayacaktır...

Habere ifade bırak !
Haberle İlişkili Haber
Haberle İlişkili Makale
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve davrazhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.