Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Hayrat Yardım
Ahmet Aydın
Köşe Yazarı
Ahmet Aydın
 

Dijital Zombiler mi Geliyor?

Günümüz toplumlarında özellikle çocukların ve gençlerin hedefe konulduğu dijitalleşmenin ön plana alındığı, fakat arka tarafında küresel güçlerin elinde olan, her türlü ideolojik düşünceye hizmet eden, şiddet, zorbalık ve ahlaki yozlaşmanın olduğu sanal alanlar. Sürekli ekran, bildirim ve kısa içerik bombardımanı beynin ödül sistemini özellikle dopamin döngüsünü yeniden biçimlendiriyor. Bu durum çocukların dikkat sürelerini kısaltırken anında haz almaya koşullanmış bir zihin yapısı oluşturuyor. Yani beyin sabır, sıkılma ya da derin odaklanma gibi süreçleri artık ödül olarak değil yoksunluk olarak algılıyor. Sonuç olarak sınıfta uzun süreli dikkat gerektiren bir görev nörolojik düzeyde mini bir yoksunluk krizi meydana getiriyor. Bu nedenle öğrenciler sadece ilgisiz görünmüyorlar beyinleri gerçekten odaklanmaya direniyor. Sürekli olarak dijital dünyanın etkisine maruz kalan çocuklarda; ODAKLANMA PROBLEMİ MOTİVASYON EKSİKLİĞİ DEPRESYON DOPAMİN EKSİKLİĞİ VE BESLENME PROBLEMİ ZOR UYANMA DÜŞÜK LİBİDO DİKKAT BOZUKLUĞI HUZURSUZ BACAK SENDROMU KRONİK YORGUNLUK gibi birtakım fiziksel ve ruhsal sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu nedenledir ki, eğitimcilerin çocuklarla ilgili olarak "boş boş bakıyorlar, oradalar ama değiller" gözlemleri aslında dopamin bağımlılığının bilişsel bir yansımasıdır. Dünya'da ülkelerin eğitim felsefelerine bakıldığı zaman, özellikle iki büyük kıtadan biri olan Asya kıtasında yer alan Çin ile Avrupa'da yer alan ülkelerin dijital destekli eğitim sistemini karşılaştırmalı olarak değerlendirdiğimizde, Eğitimde Çin versiyonu; Verilen eğitim;Eğitim odaklı-çocuklar bilim ve sanat öğreniyorlar. Eğitimin Batı versiyonunda ise; Verilen eğitim;Eğlence odaklı, sınırsız kısa videolar izleme, meydan okumalar, bilinçsiz tüketim, Amaç: Batılı gençliğini rekabet edemez hale getirmek. Çinliler, çocuklarına 16 yaşına kadar tüm sosyal ağların kullanımını yasaklıyor. Çünkü teknoloji dehaları gerçeği biliyor; "Bill Gates ve Steve Jobs, ergenlik çağına gelene kadar çocuklar için hiçbir şey tasarlamadılar. Çünkü, onlar ne meydana getirdiklerini biliyorlardı." Dijital platformlar aracılığıyla canavar ruhlu insan profili oluşturmak. Burada iki kast var; Seçkinler ve kitleler. Seçkinler, liderler yetiştirirken, kitlelere ise  eğlence sunulur. Yani, yönetenler ve yönetilenler. Algoritmalar davranışları programlıyor. 15 saniyelik videolar derin düşünme yeteneğini yok ediyor. Beyin hızlı uyaranlara alışıyor, beyin çürümesi dediğimiz olay hızlı bir şekilde yayılıyor. Seçkinlerin çocukları- meditasyon ve klasik müzik öğreniyor, konsantrasyonlarını geliştiriyorlar... Batıda ise özellikle Z kuşağı;30 dakika boyunca konsantre olamıyorlar. Üreme sistemine etkisi;Demografik çöküş, "içerik çocukları aşırı cinselleştiriyor, ancak kısırlaştırıyor. Erken cinselleştirme - gıdalardaki kimyasallar =demografik çöküş." Farklı öncelikler; Seçkinler, 4-5 çocuk doğururken, Kitleler ise, kariyer ve eğlence uğruna çocuk sahibi olmayı erteliyorlar. Elit okullarında; Latince, felsefe, retorik;19. yüzyıldaki gibi klasik eğitim anlayışı. Normal okullarda ise; Tabletler ve "dijitalleşme" ile ilerleme kisvesi altında aptallaştırma. 50 yıl sonrasına yönelik bir plan. "Bir nesilde iki tür insan olacak: Eğitimli seçkinler ve dijital zombiler." Yöneticiler; kitap okuyanlar. Yönetilenler; video izleyenler. Çin TikTok'u eğitici içeriklerle dolu. Batı TikTok'u ise yozlaşmış eğlencelerle... Elit çocuklar dil öğreniyor ve enstrüman çalıyor. Sıradan çocuklar kameranın önünde dans ediyor. Tesadüf mü? Kesinlikle hayır.... Herşey bir plan dahilinde kusursuz bir şekilde işliyor. Peki biz ebeveynler bu dijital bombardımana karşı ne kadar hazırız? Savunma sistemlerimiz ne? Çocuklarımızı ve gelecek nesli korumak için neler yapıyoruz... Sadece yasaklamak tek başına çözüm olabiliyor mu? Yöneticiler, sorumluluk sahibi olan idareciler, neler yapıyorlar? Bilim adamlarımız, milli ve manevi değerlerimize uygun içerik üretme noktasında hangi aşamada?
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2025 -Salı

Dijital Zombiler mi Geliyor?

Günümüz toplumlarında özellikle çocukların ve gençlerin hedefe konulduğu dijitalleşmenin ön plana alındığı, fakat arka tarafında küresel güçlerin elinde olan, her türlü ideolojik düşünceye hizmet eden, şiddet, zorbalık ve ahlaki yozlaşmanın olduğu sanal alanlar.

Sürekli ekran, bildirim ve kısa içerik bombardımanı beynin ödül sistemini özellikle dopamin döngüsünü yeniden biçimlendiriyor.

Bu durum çocukların dikkat sürelerini kısaltırken anında haz almaya koşullanmış bir zihin yapısı oluşturuyor.

Yani beyin sabır, sıkılma ya da derin odaklanma gibi süreçleri artık ödül olarak değil yoksunluk olarak algılıyor.

Sonuç olarak sınıfta uzun süreli dikkat gerektiren bir görev nörolojik düzeyde mini bir yoksunluk krizi meydana getiriyor.

Bu nedenle öğrenciler sadece ilgisiz görünmüyorlar beyinleri gerçekten odaklanmaya direniyor. Sürekli olarak dijital dünyanın etkisine maruz kalan çocuklarda;

ODAKLANMA PROBLEMİ

MOTİVASYON EKSİKLİĞİ

DEPRESYON

DOPAMİN EKSİKLİĞİ VE BESLENME PROBLEMİ

ZOR UYANMA

DÜŞÜK LİBİDO

DİKKAT BOZUKLUĞI

HUZURSUZ BACAK SENDROMU

KRONİK YORGUNLUK gibi birtakım fiziksel ve ruhsal sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu nedenledir ki, eğitimcilerin çocuklarla ilgili olarak "boş boş bakıyorlar, oradalar ama değiller" gözlemleri aslında dopamin bağımlılığının bilişsel bir yansımasıdır.

Dünya'da ülkelerin eğitim felsefelerine bakıldığı zaman, özellikle iki büyük kıtadan biri olan Asya kıtasında yer alan Çin ile Avrupa'da yer alan ülkelerin dijital destekli eğitim sistemini karşılaştırmalı olarak değerlendirdiğimizde,

Eğitimde Çin versiyonu;

Verilen eğitim;Eğitim odaklı-çocuklar bilim ve sanat öğreniyorlar.

Eğitimin Batı versiyonunda ise;

Verilen eğitim;Eğlence odaklı, sınırsız kısa videolar izleme, meydan okumalar, bilinçsiz tüketim,

Amaç: Batılı gençliğini rekabet edemez hale getirmek.

Çinliler, çocuklarına 16 yaşına kadar tüm sosyal ağların kullanımını yasaklıyor.

Çünkü teknoloji dehaları gerçeği biliyor; "Bill Gates ve Steve Jobs, ergenlik çağına gelene kadar çocuklar için hiçbir şey tasarlamadılar. Çünkü, onlar ne meydana getirdiklerini biliyorlardı." Dijital platformlar aracılığıyla canavar ruhlu insan profili oluşturmak.

Burada iki kast var;

Seçkinler ve kitleler.

Seçkinler, liderler yetiştirirken, kitlelere ise  eğlence sunulur. Yani, yönetenler ve yönetilenler.

Algoritmalar davranışları programlıyor.

15 saniyelik videolar derin düşünme yeteneğini yok ediyor. Beyin hızlı uyaranlara alışıyor, beyin çürümesi dediğimiz olay hızlı bir şekilde yayılıyor.

Seçkinlerin çocukları- meditasyon ve klasik müzik öğreniyor, konsantrasyonlarını geliştiriyorlar...

Batıda ise özellikle Z kuşağı;30 dakika boyunca konsantre olamıyorlar.

Üreme sistemine etkisi;Demografik çöküş, "içerik çocukları aşırı cinselleştiriyor, ancak kısırlaştırıyor. Erken cinselleştirme - gıdalardaki kimyasallar =demografik çöküş."

Farklı öncelikler;

Seçkinler, 4-5 çocuk doğururken,

Kitleler ise, kariyer ve eğlence uğruna çocuk sahibi olmayı erteliyorlar.

Elit okullarında;

Latince, felsefe, retorik;19. yüzyıldaki gibi klasik eğitim anlayışı.

Normal okullarda ise;

Tabletler ve "dijitalleşme" ile ilerleme kisvesi altında aptallaştırma.

50 yıl sonrasına yönelik bir plan.

"Bir nesilde iki tür insan olacak:

Eğitimli seçkinler ve dijital zombiler." Yöneticiler; kitap okuyanlar.

Yönetilenler; video izleyenler.

Çin TikTok'u eğitici içeriklerle dolu.

Batı TikTok'u ise yozlaşmış eğlencelerle...

Elit çocuklar dil öğreniyor ve enstrüman çalıyor.

Sıradan çocuklar kameranın önünde dans ediyor. Tesadüf mü? Kesinlikle hayır....

Herşey bir plan dahilinde kusursuz bir şekilde işliyor.

Peki biz ebeveynler bu dijital bombardımana karşı ne kadar hazırız? Savunma sistemlerimiz ne?

Çocuklarımızı ve gelecek nesli korumak için neler yapıyoruz...

Sadece yasaklamak tek başına çözüm olabiliyor mu?

Yöneticiler, sorumluluk sahibi olan idareciler, neler yapıyorlar?

Bilim adamlarımız, milli ve manevi değerlerimize uygun içerik üretme noktasında hangi aşamada?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve davrazhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.